Özlediniz mi beniii, hadi direkt bölüme geçelim. Bana bol bol söveceğiniz bir bölüm yazdım.
-Cover'ımı yine koyam da medyaya dinlenmesi artsın ehehe.-Hiçbir şey anlamasam da kalbimin tam ortasına çöken büyük acı ile başımı yavaşça iki yana sallamıştım.
"Ah, ona yanlışlıkla güç emici imajı kazandırmış olabilirim. Namjoon onu öldürürken bakmıyordun değil mi?"
—
Koridorda gördüğümüz ve Namjoon'un öldürdüğü güç emicinin etkisi altına aldığı annem olduğunu mu iddia ediyordu? Hayır, buna inanamazdım..."Anneme ne yaptın? Oyun oynamayı bırak."
Cevabını duymaktan deli gibi korktuğum soru karşımdaki bedeni gülümsetirken tek elini havaya kaldırıp yere düşen bedenin kanına bürünmüş kılıcı kendine çağırmıştı.
Kılıç Namjoon'un bedeninden çıkıp Hirra ile buluştuğunda Namjoon'a doğru bir adım yaklaşmak istedim, bu girişimim Hirra'nın bana doğrulttuğu kılıç ile son bulurken bakışlarım diğer elinde tuttuğu Denizin Kalbine kaymıştı istemsizce."Bu güzel hediye için teşekkürler. Onu uzun zamandır istiyordum.."
Elinde parlayan kolyeye kısa bir bakış atıp gülümserken gözlerimin doluşuna engel olamamıştım. Bilinmezlik Hirra'nın elinde tuttuğu hançer kalbimi defalarca kez deliyormuşçasına acıtırken nasıl kendimi toparlayıp ona karşı koyacaktım?
"Cecelia, seni kandırmasına izin verme. Bana bak."
Saydam duvara iki elini yaslayan Kaan'ın sesi kulaklarımı doldururken bakışlarım bu sefer onu bulmuştu. Başını yavaşça iki yana sallarken dudaklarına silik bir gülümseme yerleştirdi.
"Buraya onu yenmeye geldin. Ne kadar güçlü olduğunu herkes biliyorken buna kendin neden inanmıyorsun?"
Hafifçe yutkundum. Kimsenin zarar görmesini istemiyordum... Gerçekten, neden içimdeki gücü hep görmezden geliyordum?
"Itsasoaren bihotza, zure jabea?"
(Denizin Kalbi, sahibin kim?)Hirra'nın kaşları dudaklarımdan dökülen kelimeler ile çatılırken elinde daha da parlayan kolyenin zincir kısmı yavaşça havalanmıştı.
"Ne yapıyorsun?"
Kaşlarını daha da çatıp kolyeyi daha sıkı kavradığında gözlerimi kapatarak zihnimde duyduğum sese kulak verdim."Sensin, Denizin Kızı..."
"Eusten duen jabeari min egingo dio..."
(Seni elinde tutan, sahibine zarar verecek...)Hirra'nın elinden büyük bir güçle kurtulan kolye hızla boynuma geri döndüğünde hissettiğim yoğun enerjiyi bedenime kabul edip bu duruma pek şaşırmamış duran Hirra'ya döndüm yavaşça. Elinden bıraktığı kılıcın yerini sıktığı yumruklarından çıkan kırmızı bir ışık alırken aynı şekilde yumruklarımı sıkıp onunkine oranla daha parlak duran buz mavisi ışığa doğru eğdim başımı.
Gücün içimde biriktiğini hissediyordum."Anneni kaybetmemiş olduğuna inanmak istiyorsun. Ne zavallıca..."
Yalan söylüyordu...Buna inanamazdım...
"Yeşil Buz."
Büyük alanda küçük bir ışık hüzmesi şeklinde süzülen ruh hayvanım Hirra tarafından engellenmeye çalışılsa da ejderha formuna dönüp korkutucu bir kükreme salmıştı meydana. Gücünün ruh hayvanıma yetmediğine sinirlendiği her halinden belli olan Hirra zorlukla gülümseyip yerde hareketsiz kalmış Namjoon'a çevirdi bakışlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenekliler Okulu
FantasyFANTASTİK içinde #1 Özelgüç içinde #1 YETENEK içinde #1 SİHİR içinde #1 Yıllarca ait olmadığınız bir dünya'da sahip olduğunuz birçok doğaüstü güçle yaşamak zorunda kalsaydınız, size verilen şans ile küçüklüğünüzden beri merak ettiğiniz esas gezegeni...