B15

510 65 35
                                    

Burada hala tek başımaydım. Kimse gelip beni ziyaret etmemişti. Arada resim çizmiş arada uyumaya çalışmıştım. Çok fazla uyuyamamıştım ama gözlerimi dinlendirmek iyi gelmişti. Planımı da hazırlamıştım. Umarım her şey kafamdaki gibi olurdu. İlk defa başkasından yardım almadan bir plan hazırlamıştım. Eğer gerçekleşirse bu benim kendim kazandığım ilk zaferim olacaktı.

Can sıkıntısından ayağa kalkıp vücudumu gerginleştirdim. Islık çalmaya başlayarak zindanın içinde dolanmaya başladım. Ethan amcamı düşündüm. Ona çok fazla haber verememiştim. Beni deli gibi merak ettiğini de biliyordum ama burada telefonum çekmiyordu. Buradan çıkar çıkmaz onu arayacaktım.

Kapıma vurulması ile derin bir nefes aldım ve gözlerimi devirdim. Kapımda beni buraya getiren nemf duruyor olmalıydı. Kapıya yaklaşıp bir tekme savurdum. Ne sanıyordu? Sırf o istiyor diye susmayacaktım. Kapımın açık penceresinden bana baktı.

"Sesini kes Kahin."

"Burada sıkıntıdan ne haldeyim biliyor musun?"

"Ne halde olduğun beni ilgilendirmez."

"Seni ne ilgilendiriyor? Hep aynı bahane." cümlemi bitirir bitirmez ıslık çalmaya devam ettim. En sevdiğim Kelt sanatçı Enya'nın şarkılarını ıslıkla çalmaya çalışıyordum. Büyükannemle meditasyon yaparken de onun melodilerini dinlerdik.

"Seninle uğraşamayacağım!" diyerek penceremi kapadı. "Larunda!" sesi demir kapıyı aşıp bana ulaşmıştı. Kendi yerine başka birini bırakıyor olmalıydı. Beni pek sevmiyordu. Gülümseyerek kapıya kulağımı yasladım. Hala şu ismi haykırıyordu. En sonunda sesi kesildiğin de demir kapıya vurmaya başladım. Kapının ufak penceresi beni durdurmuştu. Dünkü küçük nemfi görünce gülümsemem arttı.

"Ah, sana nasıl ulaşabileceğimi düşünüyorken o nemf seni bana gönderdi."

"Neden bana ulaşmak istiyordun?"

"Adın Larunda mı?" Başını iki kez salladı. "Bana yardım etmeni istiyorum Larunda."

"Ben yapamam. Bansheeler beni yok eder."

"Larunda bana bak." Gözlerini benden kaçırıyordu. "Eğer, bana yardım etmeyi kabul edersen Apollon seni koruyacaktır. Sana söz veriyorum."

"Başımızı belaya soktuğunun farkında mısın?"

"İşin çok basit. Kimse bize yardım ettiğinizi anlamayacak."

"Nasıl yani? Morrigan bizim bu yaptıklarımızı hissedecektir."

"Hayır, hissetmeyecek. Sana bir şey vereceğim. Sen ve arkadaşların bu verdiğim şeye bir kez dokunması işe yarayacaktır. O zaman Morrigan'ın sizin üzerinizdeki etkisi azalacaktır."

Kararsız bir şekilde bana bakmaya devam ediyordu. Korkusunun nedenini anlayabiliyordum. Onu kendime inandırmaya çalışmalıydım. Bana güvenmesi gerekiyordu. Nemfler narin canlılardı. Tüm duygularını çok yoğun hissederlerdi.

"Bana inanmalısın Larunda."

"Ne yapmam gerekiyor?" Kaşlarımı kaldırarak gülümsedim. İşte beklediğim cevap buydu. Fikri değişmeden hemen yapması gereken şeyi anlatmaya başladım.

"Beni buradan çıkaracaksın. Sonra sen arkadaşlarını alıp bu mağaradan çıkacaksınız. Tütsülerle kötü nemfleri zehirleyeceğim. Sizin etkilenmenizi istemiyorum. Bansheelerin burada bir odası olduğunu biliyorum. O odaya gireceğim. Öğrenmem gereken birkaç şey var. Bu diyarın sihri çok geniş alanlara yayılmıyor. Ben onların odasındayken sen de arkadaşlarınla gidebildiğiniz kadar uzağa git."

THE VISION-Mystic Truths (GÖRÜŞ-Mistik Doğrular)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin