B35

420 62 25
                                    


~Brandon'ın ağzından~

Mathius'tan kurtulmanın bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim. İsteğimizi zorluk çıkarmadan kabul etmesi de şaşırtıcıydı. Bize yardım etmesi işimize gelmişti ancak umarım daha sonra bizden kendi çıkarları için yararlanmaya çalışmazdı.

Planımı ona açtığım için pişman olacak mıydım merak ediyordum. Ancak bize ihanet edeceği durumda onu yaşatmayacağımızı da biliyordu. Büyüsü onu kurtaramazdı.

Mathius'un planlarını merak ediyordum. Onun planları nasıl bizimkiyle uygun olabilirdi? İkimizin de hedefi Morrigan olduğu için mi?

Edis'i bulmalıydım. Ona her şeyi bu sefer anlatmalıydım. Apollon'un ne düşüneceğini bilmiyordum ancak onu bana gönderdiğine göre ona her şeyi anlatabilirdim. Onun planlarını da öğrenmeliydim. Savaş olacaktı ve bu savaşta ona bir şey olsun istemiyordum.

Her seferin de olayın merkezine inmeyi nasıl başarıyordu?

Apollon sen bana yardım et, Edis'i bulmama yardım et.

"Çok düşüncelisin Druid." ejderhanın kalın sesi beni düşüncelerimden ayırdı. Daha sıkı tutundum.

"Bu aralar zihnim beni çok fazla yoruyor."

"Kahin'i bulacağımızı hissediyorum."

"Umarım dediğin gibi olur, ona ne kadar çabuk ulaşırsak iyi."

"Birilerinin peşimizde olduğunu da hissediyorum." Merakla ejderhanın dediklerini dinledim. Kim bizi takip ediyor olabilirdi? Morrigan'ın emrindeki yaratıklar olabilir miydi? "Tanıdığın biri."

"Nasıl hissediyorsun?" dedim hayranlıkla. Ejderha gerçekten de kadim bir ejderhaydı. Yaşlıydı ve çok şey biliyordu.

"Apollon'a bağlıyım Druid, aynı zamanda da kadim bir yaratığım."

"Senden başka ejderha var mı?" diye sordum hevesli bir sesle. Bu ejderha işimizi kolaylaştıracaktı. Onunla iyi geçinmek zorundaydım. Gerçi Edis için bile bize yardım etmeyi kabul ederdi ancak Mathius'a bağlıydı. Bu yüzden kararlarının ne olacağını kestiremiyordum.

"Hayır." dedi kısaca. Ejderhayı daha çok tanımak istiyordum. Onu kendime yakın hissediyordum. Bildiği çok şey olmalıydı. İşimize yarayacak birçok şey biliyordu. Bundan emindim. Edis'in ortadan kaybolmasına bile tepki vermemiş hatta hiç konuşmamıştı.

"Edis'in kaçırıldığını mı düşünüyorsun sen de?"

"Kesin olan şey hiçbir şeyin kesin olmadığıdır Druid." Bu söz bana çok tanıdık gelmişti ancak nerede duyduğumu kestiremiyordum. Belki de Edis kaçırılmamıştı.

"Kendi isteği ile mi ortadan kayboldu, demek istiyorsun?"

"Olabilir. Kahinin aklından neler geçtiğini bilemeyiz."

"Planını uygulamaya başlamış olmalı." diyerek mırıldandım. Ejderhaya daha sıkı ve güvenle tutundum. "O zaman biran önce Edis'i bulmalıyız Rathalos."

Ejderha kanatlarını daha hızlı çırptı ve hızını arttırdı.

***
~Mathius'un ağzından~

Brandon gittiğinden beri içimde bir huzursuzluk vardı. Beni burada tanımadığım bir sürü insanın yanında bırakıp gitti.

Kızıl sakallı adam Brandon gittiğinden beri tek kelime etmemişti. Beni izleyip duruyordu. Açıkçası onunla iletişim kurmak istemiyordum ancak Brandon gelene kadar onunla durmak zorundaydım.

THE VISION-Mystic Truths (GÖRÜŞ-Mistik Doğrular)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin