B32

452 60 6
                                    

~Mathius'un ağzından~

Buraya Daph'i aramaya geldiğini biliyordum. Karşılaştığımızdan beri doğru düzgün konuşmamıştık. İfadesizdi. Benimle bırakın konuşmayı aynı mekanda kalmak bile istemiyordu. Bunu anlayabiliyordum.

Mağaranın içinde oturuyorduk. Bir şeyler düşünüyor, plan kuruyor olmalıydı. Diğer yandan bıçağı ile oynuyordu. Ben şimdiye kadar çoktan Daph'in peşine düşer diye düşünmüştüm.

Daph'i merak ediyordum. Beira'nın ona zarar vereceğini düşünmüyordum. Beira'yı alt edebilecek kadar zeki bir kızdı. Başına başka bir şey gelmiş olmalıydı. Morrigan'ın ona ulaşmış olmasından korkuyordum.

"Beni sevmediğini biliyorum ancak bundan sonra beraber yol almamız gerektiğinin sen de farkındasın." sessizliği bozmam gerekiyordu. Başka türlü planlarının ne olduğunu öğrenemezdim.

"Benimle devam etmek zorunda değilsin." dedi bakmadan. Elindeki hançerin ucunu inceliyordu.

"Daph'e bir söz verdim."

"Kendi yoluna dönebilirsin. Görevini yerine getirmeye bak. Edis'i ben bulurum."

"Benimle dalga mı geçiyorsun?" diyerek hışımla ayağa kalktım. "Bir anda çekip gitmemi istiyorsun."

"Doğru anlamana sevindim." Sinirle ona yaklaştığımda kafasını kaldırmadı. Beni umursamıyordu bile.

"Daph'i bulana kadar yanından ayrılmayacağım. Onu yarı yolda bırakamam. Bu yola onunla başladım. Yine onunla bitireceğim."

Cevap vermeyip başını kaldırdı. Buz mavisi gözlerini üzerimde gezdirdi. Yavaşça ayağa kalktığında bakışlarımız aynı seviyeye gelmişti.

"Onu önemsemen hoşuma gitmiyor."

"O benim arkadaşım tabi ki onu önemseyeceğim." Derin bir nefes alıp sesimi alçalttım. "Bak, beni sevmek zorunda değilsin. Şu anda önemli olan Daph. Boşuna zaman harcıyoruz."

Başını sallamakla yetindi.

"Buraya nasıl geldiniz?"

"Buraya gelmeden önce Kirke'yi gördüm. Ondan bir şeyler öğrenmem gerekiyordu. O gittikten sonra kötü hissettim. O anda Daph'in başına bir şeyler geldiğini anladım."

"Kirke'den ne öğrenmen gerekiyordu?"

"Büyü." diyerek kısa kestim. Ağzımı yokluyordu.

"Edis'i korumak için bir büyü değil mi?"

"Aklımı okumayı kes."

"Aklını okumuyorum. Hislerin bunu belli ediyor." diyerek geri oturdu. Bu kadar rahat olması beni sinirlendiriyordu. Eliyle yanına oturmamı işaret etti. "Sana güvenmek zorundayım. Sana ve ejderhana."

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.

"Beni deniyorsun." dediğim de isteksizce nefesini dışarı vererek güldü. Başını salladı. "Neler oluyor?"

"Sana bir şey anlatacağım ve bana yardım edeceksin." Bana baktı. "Şu iksirlerine biraz daha ihtiyacım var."

Merakla yüzüne baktım. İksirleri ne yapacaktı merak ediyordum. Şu anda iksirden daha önemli şeyler vardı.

"Neden?"

"Nedenini sana açıklayacağım. İksirden yapabilir misin?"

"Yer ve malzeme olduğu sürece yapabilirim." Başını salladı. Bu sefer ifadesiz değildi.

"Şimdi gidelim. Nedenini sana açıklayacağım."

"Nereye gideceğiz?"

"Sorularını daha sonraya sakla. Ejderhayı çağır."

THE VISION-Mystic Truths (GÖRÜŞ-Mistik Doğrular)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin