KOPSUN KIYAMET'bölüm 1

24.5K 811 117
                                    

(Medyada Beren Saat, yani ELÇİN KILIÇ)

"Bölüm şarkısı MANGA'dan CEVAPSIZ SORULAR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Bölüm şarkısı MANGA'dan CEVAPSIZ SORULAR."

Mutluluk.
Mutluluk gerçekten böyle güzel bir duygu muydu?
Bu hissettiklerim mutluluksa, daha öncekiler neydi acaba?
Hayatım boyunca böyle bir şey yaşamamıştım.
Bir insan başka bir insana bu kadar mı iyi gelebilirdi? Ve bir insan başka bir insanı bu kadar mı güzel sevebilirdi?
Resmen aşkım kalbime sığmıyordu artık ve kalbimden taşan aşk iliklerime kadar mutlu ediyordu beni.

Acaba bu mutluluğunda bir üst seviyesi var mıydı? Mutluluğun tanımı olan "Cengiz" varolduğu sürece eminim bununda bir üstü olurdu. Onunla yaşamak istiyordum. Yaşamak, yaşlanmak, onun nefesiyle hayat bulmak istiyordum.
Son nefesime kadar onun olmak istiyordum. Sadece onun, başkasına gözlerim kör, nefsim ölü, bedenim toprak olsun istiyordum. Tek o olsun hayatımda, gerisi olmasada olurdu.

Rabbime binlerce kez şükrediyordum. Böyle bir mutluluk bana kısmet ettiği için. Ne kadar şükretsem de azdı. Ara sıra beni korkutan öfkesini de saymazsam o kusursuz biriydi. Onu koluma takıp dünyayı gezebilir, mutluluğumu dosta düşmana gözüm kapalı haykırabilirdim.

Belime nazikçe dolanan eller ve burnuma gelen o eşsiz kokuyla kendimi aşkımın kollarına bıraktım. O cennet gibiydi sonsuz mutluluğumu garantilediğim, her bakışında başka bir güzellik gördüğüm adamdı.

Bana evlenme teklifi yaptığı gece daha dün gibi aklımdaydı.
İki günlük İstanbul seyahatinde kaldığımız otelin çatısında güzel bir akşam yemeği ve sonrasında müthiş bir ışıklandırmayla "Benimle Evlenir misin?" yazısı.
Tabi bende biraz fazla bağırmıştım "evet" derken. Biran sesimi bütün İstanbul duydu sanmıştım.

"Hazır mısın Aşkım? Kahvaltıya inelim mi?"

Saçlarımı okşayıp, boynumu nazikçe öperken "evet" anlamında başımı salladım.
Ellerimi tutup benden bir adım uzaklaştıktan sonra, kıyafetlerimi incelemeye başladı.

Muhafazakar bir ailesi olduğu için benimde giyimime dikkat etmem gerekiyordu. Zaten giyim konusunda hiç karşı karşıya gelmedik. Sadece küçüklüğümden beri hayalim olan straptez gelinlikten vazgecmek biraz canımı acıtmıştı o kadar. O da bayan davetlilerin çoğunun türbanlı olduğu düğünde benim strabtez gelinlik giymem, karda güneşlenmek kadar saçma olurdu. Yinede kolları dantelli olan gelinliğimde bana çok yakışmıştı.

Cengiz kıyafetlerime onay verdikten sonra, gülümseyip bana sarıldı. Bir süre öylece kaldık. Ben onu ne kadar çok seviyorsam, o da beni o kadar çok seviyordu. Bu bölgedeki erkekler sevgilerini pek belli etmezlerdi ama Cengiz onlar gibi değildi.

"Beni seviyor musun Elçin?"

Cengiz in dudakların dökülen kelimeler, aşkıma aşk katıyordu. Onu sevmemek ne mümkündü.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin