*
"Bölüm şarkısı CEM ADRİAN'dan ELA GÖZLÜM⬆"
*
Bir ağacın toparağa sarıldığı gibi sarılmıştım ona, aşkına.
O topraktı ve bende onun toprağında hayat bulan ağaç. Hiçbir gücün o ağacı devirebileceğine inanmazdım ama sert bir rüzgar yetiyormuş, o ağacı devirmeye. Sert bir fırtına yetmişti ağacı topraktan ayırmaya...Ne mi olmuştu sonra...
Toprak aynı yerde yapayalnız acı içinde kıvranırken, ağaç odun olmuş cayır cayır yanıyordu heran.
Zaten devrilen her ağacın kaderi değilmiydi, yanmak?
Tekrardan toprağa kavuşmak için yanmaktan başka çaresi yoktu ağacın. Önce iyice yanıp, küle dönecek ve sonra yeniden toprağa kavuşacaktı.Yakıyorlardı beni hiç acımadan. Nefretle, intikamla... Hergün, hergece biraz daha küle dönüyordum. Ne tam anlamıyla öldürüyorlardı beni, nede yaşatıyorlardı. İkisinin arasında acı çektirip duruyorlardı.
Bir sandalyeye sıkı sıkı bağlanmış, karanlık bir odada tutuluyordum. Başımda yarım yamalak türkçe konuşabilen, iri yarı bir adam vardı. Canı sıkıldıkça gelip beni tokatlıyor, sonra tekrardan odadan çıkıyordu.
Başta kimin, neden bana işkence yaptığını bilmiyordum ama sonradan öğrenmiştim.
Ben Kerem'in gelip beni kurtaracağı umuduyla yaşarken, Kerem gelmemiş ama onun yerine annesi gelmişti!
İrem abla adım adım yaklaşırken, beni kurtaracağına o kadar emindim ki ama yüzüme yediğim tokatla bütün umudum tuzla buz olmuştu. Sonra bir tokat daha atmıştı ve ardından avazı çıktığı kadar bağırmıştı."Oğluma iki buçuk yıl hapis cezası verdiler, senin yüzünden. O hapisten çıkana kadar, sende burada hapis hayatı yaşayacaksın. Heran, her dakika ölmek için Allah'a yalvaracaksın. Ben nasıl acı çekiyorsam, sende öyle acı çekeceksin."
Duyduklarıma inanamıyordum. Kerem'e iki buçuk yıl hapis cezası vermişlerdi. Korkutuğum şey yine başıma gelmişti. Bunu duyduğum andan itibaren, yaşadığımdan şüphe ediyordum artık.
Kerem, bir zamanlar içimde yanan ateşe serpilen su gibiydi ama şimdi benzin olmuştu ve o alev alev yakıyordu içimi. Onun hasreti, onun özlemi hergün biraz daha tüketiyordu beni. Benim yüzümden onun başına gelenler kahrediyordu beni.
Benim yüzümden mesleğinden olmuştu zaten ve az kalsın canındanda olacaktı. Şimdi ise hapishanedeydi. Zamanı geri alabilseydim eğer, öleceğimi bilsem bile onun hayatına girmezdim. O benim ikinci şansımdı ve bense onun kocaman şansızlığı.Ne kadar zamandır burada tutulduğumu bilmiyordum? Haftalar olmuştu belkide veya aylar, günleri geceleri karıştırıyordum artık. Nem kokan bu odada bir fare gibi yaşıyordum. Bütün bunlar umrumda değildi, düşündüğüm tek şey Kerem'di. İrem ablanın sözleri yankılanıp duruyordu kafamda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kopsun KIYAMET
RomanceHayatımın en büyük şokunu evliliğimin ikinci gününde yaşadım.! Evlendiğim adamın evli ve ikide çocuğu olduğunu öğrendiğimde, dünyam başıma yıkılmıştı. Birbuçuk yıl gibi uzun bir ilişkiden sonra muhteşem bir düğünle dünya evine girdigimi düşünürken...