KOPSUN KIYAMET"bölüm 22"

8.1K 417 28
                                    

İçim içime sığmıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçim içime sığmıyordu. Heran etrafıma gülücükler dağıtıyor, kalbimin ritmine ayağımla ritim tutarak eşlik ediyordum. Heycanlıydım, hemde uzun zamandır olmadığım kadar. Yuvama dönüyordum ben, doğduğum şehre. Biliyorum bende ona ihanet etmiştim zamanında. Başka şehirleri kendime yuva yapmıştım ama biryandan da biliyordum yine dönüp dolaşıp birgün İstanbul a döneceğimi.

İstanbul benim annem ve babam gibiydi. Annem ve babam benden uzağa gittiklerinde, İstanbul bana dar gelmişti. Ve bir süre sonra bende İstanbul dan uzaklara gitmiştim. Kırgındım İstanbul'a ama benim kırgınlığımda "tavşan ve dağ" atasözündeki gibiydi. Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi olmamış.

İstanbul dan giderken tek başımaydım, yapayanlızdım. Ama şimdi İstanbul'a dönüyordum ve tek başıma değildim.
Yanımda en az benim kadar İstanbul u özleyen biri daha vardı. İstanbul'u özlediğini açık açık söylemesede ben özlediğini anlayabiliyordum. Kerem ve ben, biz çok özlediğimiz yuvamıza dönüyorduk.

"Bekle bizi İstanbul aramızdaki küslüğü tatlıya bağlamaya geliyoruz." dedim içimden. İstanbul a ilk defa gidecek olan bir çocuk heycanıyla.

Kerem'le birlikte uçakla İstanbul'a uçuyorduk. Kerem cam kenarında, bende hemen yanında oturuyordum.
Beni heycanlandıran başka bir şeyde, Kerem in ailesiyle tanışacak oluşumdu. Ailesiyle ilgili ne kadar soru sorduysam, hepsini cevapsız bırakmıştı. O yüzden beni neyin beklediği hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Yıllar önce Cengiz in ailesiyle tanışacağım zaman, Cengiz bana hepsini anlatmıştı. Annesi ve kardeşleri karşısında nasıl davranacağımı, oturmama, konuşmama nasıl dikkat edeceğim hakkında beni iyice tembihlemişti. Bende tabi o zamanlar biraz saf olduğum için dediklerinin hepsini yapmıştım. Kendim gibi olmayı bırakıp, onun istediği gibi biri olmuştum! O günlerin pişmanlığını da hala yaşıyordum.
O yüzden Kerem özel bir insandı. İnsanı olduğu gibi kabullenmek her baba yiğidin harcı değildi.

Saatler sonra nihayet uçak sorunsuz bir şekilde piste inmişti.
Heycandan kalbimin çarpıntısı git gide hızlanıyordu. Kerem'inde benden bir farkı yoktu, sadece o biraz daha buruk ve hüzünlüydü.

Ayağa kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladık. Kapıdan dışarıya adım attığım gibi soğuk havayı iliklerime kadar hissettmiştim. Aralık ayının son günlerinde hala bahar havası yaşarken Urfa, İstanbul tam tersi kışın ağır soğuğuna teslim olmuştu. Hazırlıklıydık aslında ama bu kadarınıda beklemiyorduk.
Kerem de soğuktan etkilenmiş bir şekilde yüzüme bakıp zorla  gülümsedi. Ardından arkamızda bekleyen insanları daha fazla bekletmeden yürümeye başladık.

Bavullarımızı aldıktan sonra çıkışa doğru ilerlemeye başladık. Havalanından dışarı çıktığımızda soğuk hava yine bizi en ağır şekilde karşılamıştı. Hızla yürüyüp taksi beklemeye başladık. Kısa bir süre sonra bir taksi önümüzde durduğunda binip, yola koyulduk.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin