"Aşk" bir kıvılcımla insanı hayattan kopardığı gibi, bir kıvılcımlada hayata döndürebiliyordu.
"Aşk" iki yüzlüydü bir yandan seni cennet bahçesinde gezdirirken, bir anda seni alevlerin arasında bırakabiliyordu.
Yinede vazgeçmiyorduk. Dönüp dolaşıp yine kendimizi aşkım kollarında buluyorduk.
"Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer" diyorya bir atasözü. Konu aşk olunca, bizler sütü sıcak seviyorduk. Her defasında ağzımız yansada, bu alışkanlığımızdan vazgeçmiyorduk.
Kerem salondaki koltukta uyurken benim yatak odasında uykum gelmiyordu. Oysaki üzerimdeki yükten kurtulduğum için şimdi mışıl mışıl uyumam gerekirdi ama uyuyamıyordum. O benimle aynı çatı altında uyurken kendimi çok tuhaf hissediyordum. Evet onun burada kalmısını ben istemiştim ama yinede tuhaftı işte. Biz şimdi İstanbul da olsaydık bu durumu yadırgamazdım. İstanbul da erkek arkadaşınla aynı evde kalabilirdin hatta aynı yatakta bile uyuyabilirdin. Ama burası Urfa ydı her an biri kapıyı açacakta bizi böyle görecek diye korkuyordum. Ben yatak odasındaydım ve kapımı üzerime kilitlemiştim, Kerem ise salonda uyuyordu, gayet masumduk aslında.
İçimi kemiren düşüncelerimi bir tarafa bırakıp uzandığım yataktan kalktım. Kapının kilidini yavaşça çevirip, gürültü yapmadan kapıyı açtım. Yavaş adımlarla biraz yürüyüp salonun kapısından başımı uzattım. Salonun gece lambası olmadığı için Kerem karanlıkta uyuyordu. Dışarıdan gelen cılız ışık salonu zifiri karanlıktan kurtarmıştı.
Kerem e baktığımda koltuğun kırlentlerinden birini kucaklamış, sağ tarafına uzanıp uyumuştu. Boyu uzun olduğu için dizlarini kırıp öyle sığmıştı koltuğa. Battanyeyide tam üzerine örtmemiş kolları ve göğsü dışarda kalmıştı."Acaba gidip üzerini tam örtsem mi?" diye düşündüm. Ama cesaret edemeyip tekrar odama döndüm. Bir gece böyle uyusa ne olurdu ki? Dedim içimden.
Odamın tıklanan kapısının sesiyle gözlerimi açıp, yataktan kalktım. Kapıyı açtığımda esneyen ağzını eliyle kapatan Kerem karşımda duruyordu. O biraz uyku sersemiyken hep hiç uyumamış gibi dipdiriydim. Gece boyunca düşünmekten uyuyamamıştım. Oda benim yüzümden geç uyuduğu için uykusunu tam alamamıştı.
"Elçin benim çıkmam gerek. İşe gideceğim."
"Tamam sen otur ben sana kahvaltı hazırlıyım." deyip adım attığımde Kerem kolumdan tutup, gitmeme izin vermedi. Ondan hala çekiniyordum ve onca şeye rağmen hala beni sevmesine şaşırıyordum. Herşeyden önce o gerçektende yürekli bir insandı.
"Hayır kahvaltı yapmayacağım, geç olur. Eve gidip üstümü değiştirip, hemen çıkacağım."
"Sen iyi misin? Biraz halsiz görünüyorsun?" diye sordum onun üzerindeki kırıklığı farketmiştim.
Elini duvara yaslayıp, diğer eliyle saçlarını düzeltti.
"Dün gece biraz üşüttüm galiba. Havalar serin bende battanyeyi tam üzerime örtmemişim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kopsun KIYAMET
RomanceHayatımın en büyük şokunu evliliğimin ikinci gününde yaşadım.! Evlendiğim adamın evli ve ikide çocuğu olduğunu öğrendiğimde, dünyam başıma yıkılmıştı. Birbuçuk yıl gibi uzun bir ilişkiden sonra muhteşem bir düğünle dünya evine girdigimi düşünürken...