KOPSUN KIYAMET"bölüm 21"

9K 427 40
                                    

Bir pencere önünde durmuş, dışarıyı izliyordum yine

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir pencere önünde durmuş, dışarıyı izliyordum yine. Son zamanlarda yaptığım tek şey buydu sanırım.
"Keşke herşey uzaktan göründüğü kadar güzel olsa" diye geçirdim içimden.
İnsanlar uzaktan göründükleri kadar, temiz olsa.
Sokaklar uzaktan göründükleri kadar, sessiz olsa.
Gülüşler göründükleri kadar, içten olsa.

Acaba birbirimizin düşüncelerini duyabilseydik arkadaşlık, dostluk gibi bağlar olabilir miydi?
Bizler neden birbirimizin mutlu olmasına izin vermiyorduk acaba?
Bütün suç şeytan denen, lanetlenmiş olan varlığın mıydı?
Eğer kalplerimiz gerçekten temiz olsaydı, şeytan bizi yoldan çıkaramazdı değil mi? Evet suç şeytanındı ama bazılarımızda onu dinlemeye hevesliydik sanırım.

Cengiz.. Onun bu kadar acımasız olmasına anlam veremiyordum. Oysaki o birçok insandan daha şanslıydı. Zengindi, güzel bir ailesi vardı. İstediğini istediği an yapabilecek güçteydi, ona engel olacak kimse yoktu karşısında.
Neden benden vazgeçipte evine, ailesine dönmüyordu?
-O şimdiye kadar her istediğini elde ettiği içindir belkide. İlk kez istediği bir şeye sahip olamadığı içindir, öfkesi.
Kendi kendime sorular sorup, cevaplarını yine kendim veriyordum. Konuşacak, dertleşecek birine çok ihtiyacım vardı ama kimse olmadığı için kendi kendime konuşuyordum.

Zaman öylece akıp gidiyordu. Nerdeyse bütün bir günü pencereden dışarıyı izleyerek geçiriyordum. Kendi evimde de kalmıyordum artık. Kerem in evinde kalıyordum ama sadece birkaç günlüğüne.
Aklım hep Kerem deydi, ona bir zarar gelecek diye çok korkuyordum. Ama dün Kerem i kendi gözlerimle görmüştüm. O Cengiz den daha güçlüydü. Hem zeka anlamında, hemde bilek gücü olarak.

Siyah bir otomobilin apartmanın önüne yanaştığını gördüğümde, gözlerimi dört açtım. Otomobil uygun bir yerde durduktan sonra kapısı açıldı ve arabadan Cengiz indi. Kalbim anında alarm verirken, kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Derin derin nefesler alıp, sol elimi yanağıma koydum.
"Acaba Kerem i arasam mı?" diye geçirdim içimden.
-Ama Kerem "Cengiz gelirse kapıyı açma" demişti.
Ne yapacağımı bilmeden çaresizce koltuğa oturdum.
Cengiz in yüzüne her baktığımda, geçen onca zamanın acılarımı sadece hafiflettiğini görüyordum. Hala bazı şeyler duruyordu yerinde. Çektiğim acılar, Cengiz in yalanları, onun için vazgeçtiğim birçok şey.. Saymakla bitmeyecek kadar çoklardı. Onu sevmiyordum ama onun bana yaşattıklarını ömrüm boyunca unutmayacak ve asla affetmeyecektim.

Çalan kapının ziliyle ayağa kalkıp, sessiz adımlarla kapıya yaklaştım. Her adımda boğazım kuruyordu. Her adımda yaşadığım her şey bir bir gözlerimin önünden geçiyordu.
Sağ elimi kapıya verip, kapı deliğinden dışarıya baktım. Cengiz orda,  çok yakınımda duruyordu. Sadece bir kapı vardı aramızda ve bu yakınlık bile beni huzursuz ediyordu.
Cengiz birkaz daha kapının ziline bastı ama ben kapıyı açmayacaktım.

"Elçin.."

Kapının ardında duyduğum ses tüylerimi diken diken etmişti. Her zamanki gür sesinin yerine tam tersi kısık sesle seslenmişti.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin