KOPSUN KIYAMET"bölüm 45"

6.3K 366 44
                                    

"Bölüm şarkısı ÇELİK'ten HERCAİ"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bölüm şarkısı ÇELİK'ten HERCAİ"

*

Günler geçiyor, geçen her gün beni hedefime biraz daha yaklaştırıyordu. Aylar önce aldığım büyük kararın gerçekleşmesine, sadece bir hafta kalmıştı. İnanılacak gibi değildi ama gerçekten bir hafta kalmıştı. Büyük  davadan sonra inşAllah yeniden Elçin Kılıç olacaktım..

Bir zamanlar aldığım bu karar, bana çok uzak geliyordu. Gerçekleşmesi imkansızmış gibi hissediyordum. Sanki ömür boyu hep Cengiz'le evli kalacaktım... Ama şimdi işler değişmişti. Boşanmamıza sadece bir tık kalmıştı. Evet hissediyordum, bu sefer kesin olarak boşanacaktık.

Bugün canım arkadaşım Hatice'nin nişanı vardı. Geçen hafta olması gerekiyordu ama bazı sebeplerden dolayı bir hafta erteleyip, bu güne almışlardı. Bu erteleme kesinlikle benim açımdan çok iyi olmuştu. Geçen hafta olsaydı eğer, Kerem'in anne ve babası burada oldukları için gidemiyebilirdim. Ama şimdi gitmek için önümde hiçbir engel yoktu.
Arkadaşımın bu özel gününde yanında olmak için erkenden uyanmıştım. Akşam giyeceğim kıyafeti ve ayakkabılarımı da çoktan hazırlamıştım. Bugün bütün günümü onun yanında geçirecektim ve sonrada birlikte nişanın yapılacağı salona gidecektik. Ben Hatice'nin yanına gitmek için hazırdım. Kerem beni bırakacağı için, onu bekliyordum ama o hala duştaydı. Bugün fazlasıyla yorulacağımı bildiğim için, bende fırsattan istifade yan gelip yatıyordum. 

Koltukta uzanmış, bir elimde kumandayla televizyon izliyordum. Haber kanallarına geldiğimde, üç haber kanalıda aynı haberi aynı anda veriyorlardı. Yine bir kadın cinayeti ve cinayetin nedeni olan, boşanma...
Tüylerim diken diken olmuştu resmen.
Böyle haberler izledikçe elimde olmadan korkuyordum. Cengiz'in öfkesi kendinden büyüktü, o yüzden bir kötülük yapmasından korkuyordum. Cengiz şu aralar biraz durgun olsada, bunu iyiye yoramıyordum maalesef. Belkide fırtına öncesi sessizliğe bürünmüştü.
Bir keresinde, bana zarar veremeyeceğini söylemişti, ki ben zaten kendim için değil, Kerem için korkuyordum. Bana istediğini yapabilirdi ama Kerem'e zarar vermesine dayanamazdım.

Ben derin düşünceler içinde kaybolmuşken, işittiğim telefon sesiyle uzandığım koltuktan kalktım. Kerem'in telefonu çalıyordu.
Ayağa kalkıp, sehpanın üzerinde duran telefonu aldım. Ekrana baktığımda arayan kişinin "Cengiz" olduğunu gördüm. Bende tam olarak az önce onun sessizleştiğini düşünüyordum!

Telefonu açıp açmamakta tereddüt ediyordum. Bir yanım açmak istiyor, bir yanımda onun sesini bile duymak istemiyordu. Muhtemelen yine ardı ardına tehditler savuracaktı. Zaten yaptığı tek şey tehdit etmekti. Bunlar onun son çırpınıslarıydı zaten. En iyisi telefonu açıp, derdi neymiş öğrenmekti.
Aramayı cevaplandırıp, telefonu kulağıma götürdüm. Ve götürür götürmezde Cengiz'in bağırışları kulağımı tırmaladı.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin