Sevgiyle, aşkla tuttuğun "ele" çok dikkat edeceksin. Gün gelir tuttuğun o el boğazına yapışabilir, tokat olup yüzüne çarpabilirdi. Sen konuştuğunda sesini duymamak için ağzını kapatabilir, bazen de seni hayattan koparmak için tetiğe bile gidebilirdi.
Tuttuğun el sana güven vermeliydi. Sevgisini en derinliklerinde bile hissetmeliydin. En ufak bir şüphe varsa içinde, derhal bırakıp gitmeliydin.Şu anda tuttuğum el bana son derece güven veriyordu. Sanki bıraktığım an küçük bir çocuk gibi kalabalığın içinde kaybolacaktım. Korkuyordum, sanki bu yaşıma kadar onsuz yaşamıyormuşum gibi!
Onu kaybedince ölecekmişim gibime geliyordu. Daha hayatıma gireli çok az bir süre olmuşken, ona bu kadar çok bağlanmam normal miydi sizce? Duygularım beni tamamen ele geçirmişti. Aklım bir süredir çevrim dışıydı malesef.Bazen bir hayal kurar ve o hayal için yıllarca çalışıp çabalarız ya. O hayalimiz gerçekleştiğinde ise umduğumuz gibi olmadığını görürüz. Sonra hiç hayalini kurmadığımız birşey çıkar karşımıza ve o karşımıza çıkan şeyin bizi yıllarca hayalini kurduğumuz şeyden, daha mutlu ettiğini görürüz.
Hayat bana tam olarak bunu anlatmaya çalışıyordu. Cengiz le ilgili çok hayal kurmuştum ama o bütün hayallerimi katletmişti. Şimdi ise milli piyangodan çıkar gibi hayatıma giren Kerem vardı. Sanki bunca yıl onu bulmak için yaşıyormuşum. Sanki hayatımdaki her dönüm noktası, beni ona itiyormuş.
Mutlu geçen bir günün ardından yine mutlu bir gün karşılamıştı bizi. Bir insanın hayatı hep bahar havasında geçmezdi elbet. Bunun bir de kışı vardı, üstelik bizim kışa girmemize sadece birkaç gün kalmıştı. Cengiz hayatımıza girer girmez kışta onunla birlikte gelecekti ve çiçek açan topraklarımız, çamur deryasına dönüşecekti.
Cengiz tepesinde kara bulutlarla yaşıyordu sanki. O nereye giderse kara bulutlarda onunla birlikte geliyordu."Daldın.. " dedi Kerem beni dikkatlice izlerken. Tuttuğum elini biraz daha sıktım. Ona dokunabilmek, onu hissedebilmek o kadar güzeldi ki..
"İyim ben. Sen yanımdasın daha ne olsun ki?"
Kerem gülümseyip tuttuğu elimi kaldırıp öptü. Bu kadar insanın içinde, üstelik Urfa gibi bir yerde böyle şeyler beni hep utandırıyordu. Bu halimize şahit olan insanlar şimdi bizi ayıplıyorlardır kesin. "Kocaman adam çarşının ortasında karısının elini öpüyor." diye geçiriyorlardır içinden. Bizi böyle gören herkesin bizi karı koca sanması çok normaldi. Nedendir bilmiyorum insanların benim hakkımda ne düşündüğünü her zaman önemsemişimdir. Bazı insanlar "boşver kim ne düşünürse düşünsün." derler ya, ben hiçbir zaman onlardan olmamıştım.
Çarşının en kalabalık yerlerinden biri olan giyim mağazalarının içine girdik. Rengarenk geleneksel giysileri incelerken zamanımız çok güzel geçiyordu. O kadar kalabalıktı ki çarşı, başka insanlarla omuzlarımız birbirlerine değiyordu. El ele yürüyemediğimiz için ellerimizi çözüp öyle devam ediyorduk. Yinede kimse halinden şikayetçi değildi, hatta bebek arabalarındaki bebeklerin bile keyfi gayet yerindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kopsun KIYAMET
RomanceHayatımın en büyük şokunu evliliğimin ikinci gününde yaşadım.! Evlendiğim adamın evli ve ikide çocuğu olduğunu öğrendiğimde, dünyam başıma yıkılmıştı. Birbuçuk yıl gibi uzun bir ilişkiden sonra muhteşem bir düğünle dünya evine girdigimi düşünürken...