KOPSUN KIYAMET"bölüm 39"

6.2K 367 35
                                    

*

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*

"Bölüm şarkısı SEKSENDÖRT'ten YORMA"

*

Uzun uzun aynadaki görüntümü izliyordum. Sararmış yüzüm, çatlamış dudaklarım ve göz altı halkalarımla tam bir hasta gibiydim. Artık bu hal beni iyiden iyiye yormaya başlamıştı, biran önce toparlanmak istiyordum. Bu hasta hallerim çok uzamıştı.

Bugün büyük bir gündü ve ben mutlu olmam gerekirken, tam tersi üzgündüm. Evet bugün Cengiz'e açtığım boşanma davasının ilk duruşması görülecekti. Ama avukatın söylediklerinden sonra bütün sevincim çöpe gitmişti tabiki. Avukatın dediğine göre malüm sebeplerden dolayı iki tarafta hazırlıksızdık ve büyük ihtimalle hakim davayı erteler demişti. Avukatın tahmini doğru çıkarda hakim davayı ertelerse, kaç gün veya kaç ay daha beklemek zorunda kalırız bilmiyorum? Bu nikah elimi kolumu bağlıyordu. Ben biran önce özgürlüğüme kavuşmak istiyordum.

Ben odamda hazırlanırken, Kerem de kendi odasında hazırlanıyordu. Geçirdiğim kazadan dolayı iki gündür evden çıkmamıştık. Ağrılarım biraz azalmıştı ama bacaklarımdaki morluklar hala duruyordu. Yinede iki gün boyunca hem iyice dinlenmiştim, hemde Kerem'le bolca zaman geçirmiştik. Bu bana gerçekten çok iyi gelmişti. Onun yanımda olması kadar güzel birşey yoktu.

Zaten bizim hangi şehirde veya hangi ülkede olduğumuzun bir önemi yoktu. Biz içeri girip kapıyı üzerimize kapattığımızda, bütün dünya bizim oluyordu. Hatta bizim dünyamız, dışardaki renkli dünyadan bile çok daha güzeldi.

Çekmeceden tarağı çıkarıp, saçlarımı taramaya başladım. Tarakta biriken saç canımı sıksada, mecburen devam ettim. Saçlarımı çok seviyordum ve normal olarak dökülmesi beni mutlu etmiyordu. O kadar kötü şey yaşamıştım, stres, sinir derken bunun olacağı belliydi zaten. En iyisi biran önce bir doktara gitmekti.

Saçlarımı tamamen taradıktan sonra tepeden toplayıp at kuyruğu yaptım. Birazcık makyaj yapmak isterdim fakat evde tek bir makyaj malzemesi bile yoktu. Dışarı çıkıp almayada üşeniyordum. O yüzden davaya solgun yüzümle gidecektim.

Tıklanan kapıyla birlikte aynanın karşısından çekildim ve kapıyı açtım. Kerem bir omuzunu duvara yaslamış, elinde telefonla gülümsüyordu. Onun yüzüne her baktığımda, huzuru görüyordum. Koyu kahverengi gözleri bana ömürlük bir aşkı ve huzuru vaadediyordu sanki. Sabahları uyanınca gördüğüm ilk kişinin Kerem olması, mutlu olmam için yeterliydi. Onu izlemek, bir şehri tepeden izlemek kadar zevkliydi.

"Seninle konuşmak isteyen biri var." diyerek elindeki telefonu uzattı.

"Kim?" deyip Kerem'in elindeki telefonu aldığımda, ekranda gördüğüm isimle sevinçten bir çığlık attım. Benim can dostum, biricik arkadaşım Hatice arıyordu.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin