KOPSUN KIYAMET"bölüm 12"

13.1K 574 40
                                    

Bir kalp çarpıntısı yetermiydi, ölü bir insanı dirilmeye? Ya bir dokunuş? Belkide bir gülümseme yeterdi, susamış toprağa yağmur gibi can vermeye

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bir kalp çarpıntısı yetermiydi, ölü bir insanı dirilmeye?
Ya bir dokunuş? Belkide bir gülümseme yeterdi, susamış toprağa yağmur gibi can vermeye. Uzun zaman sonra dünyanın etrafımda yeniden döndüğünü hissediyordum. Benim dünyam bir süredir durmuştu ve şimdi yeniden dönmeye başlamıştı. Belkide sihirli bir el dokunmuştu.

Bir masa etrafında şen şakrak konuşan insanların içinde suskunluğumu koruyordum. Hemen sol tarafımda oturan Kerem, sessizliğimi farketmiş olacak ki, beni konuşturmak için her fırsatı değerlendiriyordu. Onun arkadaş ortamına girmek bana kendimi kötü hissetiriyordu. Her ne kadar gelmek istemesemde Kerem in ısrarına karşı koyamamıştım.
Masaya gelen tatlılar eşliğinde sohbet gittikçe ısınmaya başlamıştı. Yalnız tam karşımda oturan kumral kızın bakışları hiç hoşuma gitmiyordu. Anladığım kadarıyla o Kerem den hoşlanıyordu ve ben onunla geldiğim için beni pek sevmemişti.

Kerem çaktırmadan bana yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
"Elçin sıkıldıysan gidebiliriz."

"Hayır" anlamında başımı sallayıp, gülümsedim. Sıkılmıyordum ama konuştukları konular pek ilgimi çekmiyordu.
Üç erkek ve benle beraber dört bayandan oluşuyordu grup. Her zamanki gibi baş rolde erkekler vardı. Onlar kendi aralarında konuşuyor, bizlerde dinliyorduk.

Konu Kerem in onun gibi polis olan arkadaşının ilişki durumuna gelmişdi. Sanırım o birini seviyormuş ama bunu sevdiği kıza söyleyemiyormuş.
Kerem çok tecrübeliymiş gibi ona akıl vermeye başladı.

"Oğlum ne uzatıyorsun yani. Onun da seni sevdiğine eminsen git adam gibi konuş."

"Senin için söylemesi kolay tabi Kerem. Sen bu yaşta annemi bile tavalarsın"

Erdi nin sözlediği sözler, hepimizin kahkaha atmasına neden oldu. Çocuğun üzerine çok gittikleri için, kendini biraz kaybetmişti.

Kerem gülmemek için kendini zor tutsada, Erdi ye sitem etti.
"Oğlum ne biçim konuşuyorsun ya? Ayıp."

Kerem e bakıp gülmeye devam ederken gözgöze geldik.
Her gözgöze gelişimizde bir tuhaf oluyordum. Atmayı bırakmış kalbime, kalp masajı gibi geliyordu.

Gözlerimi ondan ayırıp önümdeki tatlıyı yemeye başladım. Biraz daha oturduktan sonra kalkıp eve doğru yol aldık. Kafe çokta uzak olmadığı için yürüyerek gelmiştik ve şimdi de yürüyerek eve dönüyorduk.

Kerem yol boyunca elimi tutabilmek için çırpınıyordu. O her hamle yaptığında bir fırsat bulup uzaklaşıyordum ondan. Çünkü bu yalnıştı. Ben ona gerçekleri anlatmadan herhangi bir temas kurmak istemiyordum.

"Kerem.." dedim soracağım soruya ön hazırlık yaparak. Kerem durup devamını getirmemi bekledi.

"Şey… hani kot ceketli, kumral kız varya. Onunla aranda birşey mi var? Sanki seninle geldim diye bozuldu biraz."

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin