KOPSUN KIYAMET"bölüm 38"

6.8K 378 43
                                    

Bölüm şarkısı EMRE SERTKAYA'dan YANIYOR⬆"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm şarkısı EMRE SERTKAYA'dan YANIYOR⬆"

...

Bir yaprak misali yere çakıldığımda, elimden gelen tek şeyi yapıp gözlerimi sımsıkı yumdum. İnsan hayatıda tıpkı bir ağacın yaprağı gibiydi. Önce usulca yeşerir, büyür, olgunlaşır ve sonrada sararıp kururdu. Bir esintiyle dalından kopar ve yere düşer, ardından da her canlının kaderi olduğu gibi, toprağa karışırdı.

Endişeyle yanımda diz çöküp, ardı ardına ismimi haykırmaya başladılar. Üzerimdeki ağırlıktan dolayı gözlerimi açmakta zorlanıyordum. Etrafımdaki sesleri çok net duyabiliyordum ama parmağımı bile kıpırdatacak gücü bulamıyordum kendimde. Sadece derin bir uykuya dalmak istiyordum. Ama etrafımdaki sesler buna mani oluyordu.

Yüzüme çarpan nefes ve yüzümde hissettiğim ellerle, bana dokunan kişinin Kerem olduğunu biliyordum. Bir yandan ağlamaklı sesiyle ismimi tekrarlarken, bir yandan da başımı yavaşça kaldırıp dizlerinin üstüne koydu. Yutkunup, zarzor gözkapaklarımı araladım ve üzerime eğilmiş olan Kerem'e bakmaya başladım. Korkudan dolayı gözleri büyümüş ve yüzüde sararmıştı.

"Elçin iyi misin?" diye sordu ağırlaşmış olan diliyle. Sol gözünden bir damla yaş yanağına doğru aktığında, kendi acımı unutup onun gözyaşlarına ağlamak istedim. Onu ağlarken görmek, bana her zaman acı veriyordu.
Titreyen elimi yavaşça kaldırıp Kerem'in gözyaşına dokundum. İyi olduğumu görmesiyle birlikte gülümsedi Kerem. Benimde dudaklarım havalandı ama bir yandan da bağıra çağıra ağlamak istiyordum hala.

"Elçin iyi misin, canın çok yanıyor mu? Korkma ambulans yolda.."

Cengiz'in titreyen sesini ve sararmış olan yüzünü gördüğümde bütün sinirlerim yine gerilmişti. Hem herşeye bilerek sebep oluyor, hemde böyle üzülmeyi nasıl başarabiliyordu bilmiyorum?

"Kes sesini.." diye bağırdığında Kerem elimde olmadan irkilmiştim. İrkilmemle birlikte etrafımda toplanmaya başlayan insanları ve etrafımdaki fısıltıları duymaya başlamıştım. Hafiften başım dönmeye başlayınca, Kerem'in elini tutup sıkmaya başladım ve Kerem'de yaptığı hatayı farketmiş bir şekilde fısıldayarak özür diledi.

Cengiz derin bir iç çektikten sonra dişlerini birbirine sıkıp, yanımda diz çöktü. Karnımın üzerinde duran elimi tutmaya yeltendiğinde, elimi geri çekip bana dokunmasına mani oldum. Kerem yanı başımda öfkeden kuduruyordu ama sırf ben bu haldeyim diye kendini sıkıyordu. Kabul etmek gerekirse aynı şeyi Cengiz'de yapmayı başarıyordu. Ama bu yinede onu temize çıkarmazdı. Şu anda acı içinde yerde yatıyorsam tek sebebi Cengiz idi.

"Git burdan Cengiz." diye fısıldadım kesin bir sesle. Onu böyle üzüntülü görmek beni iyice geriyordu. Hayatımı mahfettiği yetmiyormuş gibi, birde üzerine tuz serpiyordu.

Cengiz birkaç saniye gözlerini bile kırpmadan yüzüme baktı, ardından itiraz etmeden ayağa kalktı.

"Şimdi gidiyorum ama yine geleceğim Elçin. Ne onun dizlerine koyduğun başını, nede onun gözyaşını silmeni unutmayacağım."

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin