KOPSUN KIYAMET"bölüm 17"

11.2K 535 56
                                    

(Bölüm şarkısı BURAY dan SENİ SEVMİYORUM ARTIK⬆)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm şarkısı BURAY dan SENİ SEVMİYORUM ARTIK⬆)

*

Özgürlüğüne yeni kavuşmuş bir kuşun, daha özgürlüğüne doymadan, yeniden yakalayıp kafese tıkmak gibi acımasızdı bu hayat. Oysaki görmezden geldiğimiz bir şey vardı. Kuş kafeste durmak için değil, gökyüzünde uçup dünyayı güzelleştirmek için yaratılmıştı.

Korkuyla yaşamak ne kadarda kötü bir duyguydu böyle. Yaptığım hiçbir şeyden zevk almıyor, sürekli kukumav kuşu gibi düşünüyordum. Bir çift kara göz güzünden iki gündür dengem altüst olmuştu. Buraya geldiğimden beri ilk kez bu kadar huzursuz hissediyordum kendimi. Ve havada bugun ruh halimden ilham almışçasına karma karışıktı.

Buğuluydu bugün Urfa nın gökyüzü, korkutuyordu beni. Toz bulutu sarmıştı gökyüzünü ve buda insanın nefes almasını zorlaştırıyordu. Canım sıkılıyor, göğsüm daralıyordu. Bugünün biran önce bitmesini istiyordum ama daha ikindi bile olmamıştı. Bugün saatler uzadıkça uzuyordu ve ben dahada uzayacağını hissediyordum...

Kerem bu sabah erkenden çıkmış, beni yanlız bırakmıştı. Sokaktan eve doğru yürürken bir elim tetikte gibiydi. Sanki heran Cengiz karşıma çıkacak ve kolumdan tutup beni götürecekmiş gibime geliyordu. Kaderden kaçılmazdı biliyorum, bu yüzleşme en sonunda gerçekleşecekti, ben her ne kadar istemesemde!

Apartmana girip asansöre yöneldiğimde, asansörün yukarda olması beni mutlu etmemişti. Aşağıya inmesini bekleyecek kadar sabrımda olmadığından hemen merdivenlere yöneldim.
Bugün bir tuhaftım, sanki dışardaki kötü hava ruh halimede etki ediyordu. İnsan bazen olacak olan kötü şeyleri hisseder ya, bende öyle bir hissiyat içindeydim. İçimden bir ses "kötü şeyler olacak" diye fısıldıyordu.

"Neden korktuğumuz şeyler hep başımıza gelir ki" diye düşündünüzmü hiç. Belkide "o kadarda korkacak birşey yokmuş" dememiz içindir. Kendimi ne kadar avutursam avutayım, korkuyordum. Cengiz den değil, Cengiz in beni Kerem den ayırmasından korkuyordum.

Uzun ve yorucu merdivenleri zorbela çıktığımda, elimdeki poşetleri yere bırakıp, kapımı açtım. İçeriye girip ayağımla kapıyı kapattıktan sonra daha bir adım atmıştım ki, olduğum yerde durdum.
Elimdeki poşetleri yavaşça yere bırakıp, elimi duvara yasladım.

Derin bir nefes aldığımda, burnuma dolan koku beni ürkütüyordu. Sanki Cengiz in kokusu sinmişti her yere. Bu kokuyu unutmam imkansızdı. Eğer kafayı sıyırmadıysam, kesinlikle bu koku Cengiz in kokusuydu..

Bir korku sarmıştı bedenimi, kapıyı açıp kaçmak istiyordum. Belkide o içerdeydi ve beni bekliyordu.
Ellerim ayaklarım korkuyla titrerken, derin bir nefes aldım. Kerem in söyledikleri çınladı kulaklarımda. Korkmayacaktım. Soğuk kanlı olacaktım ve onu sevmediğimi söyleyecektim. Yapabilir miydim bilmiyorum? Ama en azından denemek istiyordum. Kerem için.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin