KOPSUN KIYAMET"bölüm 6"

16.3K 673 75
                                    

Bazen öyle birşey yaşarsınız ki, başınızdaki gökyüzünün büyüklüğünü bile unutursunuz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bazen öyle birşey yaşarsınız ki, başınızdaki gökyüzünün büyüklüğünü bile unutursunuz.
Sonra başınızı kaldırıp baktığınızda derin derin umudu çekersiniz içinize.
Ve hala yaşadığıma göre "bir umut var demek ki" dersiniz.
Evet, benim icinde hala bir umut vardı her ne kadar umudum dumanlı olsada.

Hayat bana oynayabileceği en büyük oyununu oynamıştı, şimdi sıra bendeydi. Artık ben oynayacaktım. Hemde öyle sıradan bir oyun değildi bu, fazlasıyla tehlikeli bir oyun.

Mardin den, taksiyle Diyarbakır a geçtim önce. Diyarbakır dan, uçakla İstanbul da indim. Hiçbir yere uğramadan direk otogara gelip, otobüsle Ankara ya geldim. Ankara dan, uçakla İzmir de indim. Ve son olarakta İzmir den uçakla Şanlıurfa ya geldim.

Yaklaşık bir hafta boyunca yollarda yorgun düşsemde, kazasız belasız Şanlıurfa da inmiştim.
Cengiz in beni arayacağı ilk yer İstanbul ve Gaziantep olacaktı. O yüzden hedef şaşırtmak için böyle bir yola başvurdum. Cengiz benim Şanlıurfa da olduğumu öğrendiğinde hayatının en büyük şokunu yaşayacak belkide, tıpkı benimde onun evli olduğunu öğrendigimde yaşadığım şok gibi.

Ondan ömür boyu kaçamayacağımı biliyordum. Elbet birgün yeniden karşı karşıya gelecektik ama ben kendimi biraz toparlayana kadar zaman kazanmış olurdum böylelikle. Ve zamanı geldiğindede boşanma davası açmak icin güç toplarım diye düşündüm.

"Gap" havalanında  indiğimde Şanlıurfa nın sıcak havası çarptı yüzüme. Tıpkı havası gibi, insanlarıda sıcacıktı.

Neden dönüp dolaşıp sürekli bu bölgeye geliyordum?
Gaziantep te üniversite, Mardin de evlilik, şimdide Şanlıurfa ya sığınıyordum birnevi.
Kökenimin bu bölgeden geliyor oluşumuydu beni buralara sürükleyen, yoksa kaderim miydi? Belkide her ikisi. Bilmiyorum?

Çantamı koluma takıp beklemeye başladım. Beni Gaziantep de okurken tanıştığımız bir arkadaşım alacaktı. Ben ne kadarda vefasız bir insandım böyle, işlerim yolunda giderken bir hal hatır sormayı çok görürken, şimdi dara girdim diye aradığım tek kişi oydu. Ve bir tek ona güvenebilirdim.

Uzaktan bana el sallayan, uzun zamandır görmediğim canım arkadaşım Hatice yi gördüğümde gülümseyip ona doğru yürümeye başladım. Karşı karşı durduğumuzda ellerimi boynuna sarıp, sımsıkı sarıldık. Şimdi farkına varıyordum, meğer ne kadar da çok özlemişim onu. Cengiz i tanıdıktan sonra arkadaşlardan, şundan bundan herşeyden elimi ayağımı çekmiştim. Ne kadar da büyük bir hata yaptığımı şimdi anlıyordum. Ben onun için çok şeyden vazgeçmişken, o beni gece gündüz aldatıyormuş. Ne güzel!!

Hal hatır sorma evresini bitirdikten sonra biraz ilerde bizi bekleyen otomobile doğru yürümeye başladık. Otomobili Hatice nin kuzeni kullanıyordu, onunlada selamlaştıktan sonra yola koyulduk. 

Bundan sonra hayatıma nasıl devam edecegimi bilmiyordum? Öncelikle kendime bir ev bulmam gerekiyordu, ama hayat beni kısa bir süre içinde o kadar çok yormuştu ki nasıl ayakta kalacağımı bilmiyordum?
Peki ben bu acıdan nasıl kurtulacaktım? Acaba birgün yine gerçekten gülebilecek miydim? En önemlisi "onun" yokluğuna nasıl alışacaktım?
Bu soruların cevabı aklımı çok kurcalıyordu.
Arabanın camından dışarıyı izlerken gözlerim doluyordu. Bütün yolculuklar neden bu kadar hüzünlüydü?
Oysaki ben onu canımdan bile çok sevmiştim!!!

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin