KOPSUN KIYAMET"bölüm 23"

8.1K 433 36
                                    

(Bölüm şarkısı ÇELİK ten HERCAİ ⬆)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm şarkısı ÇELİK ten HERCAİ ⬆)

Hayal kurmak her zaman güzeldir ama hayallerinin başına yıkılması ölümcüldür. Bir kere yaşamıştım bu duyguyu ve bir insanın ne derece yıkılabileceğini yaşayarak görmüştüm. Yine aynı şeyleri yaşamaktan deli gibi korksamda, artık yeni yeni hayaller kurmak istiyordum. İçinde Cengiz'in olmadığı, sadece ben ve Kerem'in olduğu binlerce hayal. Üstelik sadece biranlık bir hayal olarak kalmalarını değil, hepsini tek tek yaşamak istiyordum.
Son nefesimi bile onunla vermek istiyordum.

Allah'ın izniyle bu sabahta gözlerimi açmıştım. Her gece uyumadan önce "inşAllah birgün Cengiz den boşanmış olarakta uyanabilirim" diyordum içimden.
Olur muydu acaba, duam kabul olur muydu? Birgün bende isminin yanındaki "Sancar" soyadını silip, yeniden "Elçin Kılıç" olabilir miydim? Yada birgün adımın yanına Kerem in soyadı yazılır mıydı? Hayalini kurmak bile güzeldi.

Böyle güzel bir güne Cengiz'i düşünerek başlamam çok saçmaydı. Aslında onu düşünmüyordum, sadece ondan boşanacağım günün hayalini kuruyordum ben.
İstanbul'a geldiğimizden beri günler hızla geçiyordu. Bugün 31 aralıktı, yani 2017 yılının son günüydü. Bugece yeni bir yılın başlangıcıydı, yılbaşı gecesiydi. Her ne kadar böyle günlere pek önem veren biri olmasamda, bu sefer önem veriyordum ve tabiki bunun tek nedeni Kerem di. Onunla olunca sıradan bir gün yoktu benim için. Onunla her günüm bayram, hergün tarihiydi.

Yatağımdan kalkıp banyaya girdim. Kısa bir sürede giyinip, hazırlandım. Kerem in odasında kalıyordum ben ve odanın her yanı Kerem in deli dolu yıllarının birer izini taşıyordu. Yalnız bir fotoğraf vardı duvarda dikkatimi çeken. Kerem ve hemen hemen onun yaşlarında olan genç bir erkeğin fotoğrafıydı. İkisi yan yana durmuş, büyük bir mutlulukla zafer işareti yapmışlardı. Onun kim olduğunu çok merak ediyordum. Kerem'e sorduğumda ise cevap vermemiş, sorumu geçiştirmişti ve bu daha çok merak etmeme neden olmuştu maalesef. Uygun bir zamanda bu fotoğraftaki kişinin kim olduğunu sormayı planlıyordum.

Son kez aynada kendime baktıktan sonra kapıyı açıp dışarıya adım attım. Hala çok çekiniyordum Kerem in ailesinden ama onlar benim çekiniyor olmama şaşırıyorlardı. Ben utangaç biriydim ama onlar utanmamam gerektiğini söylüyorlardı. Garip bir şekilde birkaç günde beni sevip, sahiplenmişlerdi. Buna sevinmem gerekirken, ben altında başka şeyler arama derdindeydim. Bu kadar erken bir samimiyet, bana samimiyetsiz geliyordu.

"Günaydın." diyen neşeli bir sesle durup arkama döndüm. Yarım kollu beyaz tişörtüyle, gözlerimi kamaştıran Kerem bana doğru geliyordu. Son adımlarını da attıktan sonra yanımda durmuştu.

"Sanada günaydın." dedim onun gibi neşeli bir sesle. Kerem kollarını belime sardı. Ortalıkta kimseler olmadığı için bende rahatlıkla sarıldım ona.

Ayrıldıktan sonra el ele tutuşup salona doğru yürümeye başladık. Salona geldiğimizde Kerem'in anne ve babası kahvaltı masasına oturmuş, bizi bekliyorlardı. Onlarada "günaydın" dedikten sonra masadaki yerimizi alıp, kahvaltıya başladık.

Kopsun KIYAMET Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin