HİS 3 BÖLÜM~ 1

6.8K 654 74
                                    

Yeniden merhaba.

Oy ve yorum bırakmayı unutmayın olur mu? Bölüm yayınlamaktaki en büyük motivasyonum bu <3

🔥

Günahların palazlandığı kasvetli bir gecede, kalp atışlarımı bağrımdan söküp aldı Ruhlar Şehri. 

Alacakaranlık sıcaklığımı kemikli parmaklarında arasında ezerken, nefesim arafın soğuk nefesine boyun eğmişti.

Bundan böyle düştüğüm araf yurdum, liderinin göğüs kafesi evimdi. Evim; soğuk, can yakıcı, ancak daha güvenli başka bir yer bilmediğim, sırtımı kaburgalarına yasladığım yegane sığınağımdı.

Başımı ölü topraktan kaldırdım ve toparlanmaya çabalayan şehre baktım. Ruhlar bezgin sokakları eski haline getirmek için hiç durmadan çalışıyorlardı. Enkazı defetmek, kölelik psikolojisini yok sayamasalar da ötelemeye çalışmak, onlar için hiç kolay değildi. Kaldırılan çadırlar yerini yeni yapılara bırakırken, kara kapüşonlu, onları kendi içlerinde sınıflandıran köle kıyafetleri özgürlüğe yenik düşmüştü. Öte yandan Andelko’nun yarattığı yıkım, yok olurken ardında bıraktıkları kadar büyük bir kargaşaya yol açmıştı. Öyle ki, baş muhafızları varlıkları pahasına baş kaldırmaktan çekinmemişlerdi. Şimdi kimisi Ateş’in gücüyle Andelko’nun peşinden giderken, kimisi de emriyle yedikule zindanlarına kapatılmışlardı. 

Bize zarar verebilecek kimse kalmamıştı. Derin ve Yasemin’in tek derdi yeni yapılacak evlerinin nerede olacağıydı. Derin’in mizacı gereği daha köhne olan Pravi'yi tercih etmesine karşın, Yasemin buradan zerre haz etmiyordu. Ağabeyim ve Sezgin’in ise evin nerede olacağında ziyade, en büyük odanın kime ait olacağı konusunda eyleme dökülen endişeleri vardı…

Alya, odasından neredeyse hiç çıkmıyor, çıktığında ise kimsenin yüzüne bakmıyordu. Kendisiyle konuşmaya çalışan Derin’e bile sırt çeviriyordu. Bunun nedeni  hiç şüphesiz Derin’in Yasemin ile olan yakınlığıydı. Bazen onu ziyaret etmek için gelen arkadaşlarıyla da odasına kapanıyordu zira ağabeyi dönene kadar evden çıkma yasağımız vardı. Birkaç kez delmeye çalıştığı  o yasak, Sezgin ve ağabeyim tarafından itinayla bertaraf edildiğinden beri Yasemin ile kavga etmek dışında başka bir taşkınlığı olmamıştı.

Ateş, sevgilim… Adını andığım her an, özleminin acımasızca kalbimi sızlattığı güzel adam… Tam tamına yirmi bir gündür yoktu. Yirmi bir gün…Yirmi bir koca gün!

 O büyük savaştan hemen sonraydı gidişi... Adamları ve gönüllü ruhlar arasında görev dağılımı yaptıktan sonra liderlik mührünü almak için şehrin diğer ucuna gitmişti. O gün, yüzlerce ruhun şehirden silindiği o karanlık savaş günü ortalık öyle karışıktı ki, kısacık bir vedanın ardından yanımızdan ayrılmıştı. Kendisiyle birlikte gitmek isteyen Sezgin’i geri çevirerek beni ve kızkardeşini yalnız bırakmamasını tembih etmişti. Bunu söylerken göz ucuyla ağabeyime bakması, biliyordum ki aynı şeyi ondan da beklediği anlamına geliyordu.

‘’İşte bu!’’ 

Aralığında durduğum kapıyı kapatıp Yasemin’in sevinçli sesine döndüğümde, elindeki şişeyi zaferle salladığını gördüm. 

 ‘’Üzgünüm Derin, ben kazandım. Çok yakında Lazan'da ki evimize merhaba diyeceksin.’’

Derin koyu kahve gözlerini devirerek cılız bedenin koltuğa bıraktı. ‘’Ben de şans olsaydı buraya düşmek yerine, en azından geberdiğimde huzur bulurdum.’’

Gülümseyerek ona yaklaştım. ‘’Sezgin burada olsaydı, senin en büyük şansın benim aşkım, derdi.’’

Başını salladı. ‘’Derdi, cıvık şey.’’

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin