HİS 2 BÖLÜM~3

79.2K 6.4K 1.5K
                                    

Evanescance- My Immortal

🔥

Ruhumun kurak topraklarına serpiştirilen gerçekleri sanrılarla takas edebilmek için şeytanla pazarlık sofrasına oturmaya meyletti hırpalanan zihnim. Simsiyah o sofra da, aklımı yitirmek pahasına..

Bunu yapabilirdim.

Yapabilir miydim?

Çehremde tur bindiren fersiz gözlerin bana bir yabancıymışım gibi bakıyor olması düşüncelerimin keskin ihtilaliydi. İçine düştüğüm vaziyete anlam yüklemeye çalışmak, surlarımı yıkmakla kalmayıp derin bir hezimete sürüklüyordu. Acının sinsi tohumlarını, çok sonra dallanıp budaklanan mahsuller olması için içime ektiğini biliyordum. Fakat bilmek, düştüğüm meyus çukurundan çekip çıkartmayacaktı.

Tecrübeyle sabitti.

Dilim ağzımın içinde kaybolurken karşı karşıya kaldığım soru okkalı bir tokat misali suratıma indi. Olduğum yerde donup kaldım bir süre. Neler olduğunu bilmemek, ne cevap vereceğimi bilmemek kadar ağırdı öte yandan. Derin'e sıkıca sarılmayı beklerken, beni durdurmak üzere kalkan eli hala havada duruyordu.

"Ben" diye mırıldandım kırık bir sesle.  "Beni tanımıyor musun?"

Gözleri biraz daha kısıldı, yüzüme dikkatle bakıyordu ve o bunu yaptıkça canım daha fazla yanıyordu. Eli ağır ağır aşağı inerken göz ucuyla Sezgin'e baktı. Sezgin belli belirsiz başını iki yana sallayarak aralarında ki sözsüz diyaloğa bir son verdi.

"Kim olduğunu biliyor olsaydım, bunu sana sormazdım değil mi?"

Gözlerim yenilmişlikle yere düştü ve boğazıma oturan koca yumruyu yerinden etmek için yutkundum.

"Buna inanamıyorum, beni hatırlamıyor olmanıza inanamıyorum"

Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken aslında her teli tek tek yolup atmak istiyordum. Omuzlarımdaki görünmez ağırlık an be an artıyor olmasına karşın ceplerimde tek bir çözüm yolu yoktu.

"Kim olduğunu söyleyecek misin?"

Bakışlarım kademeli olarak havalandı ve soruyu soran Sezgin'in üzerinde duraksadı. Göz bebeklerine işleyen şüphe beni tanımaması kadar rahatsız etmiyordu.

"Belli ki buraya yeni gelmişsin" kaşlarıyla kıyafetlerimi işaret etti. "Kalacak yer bulamadığın için Derin'i tanıyor numarası yapıyor olman da bir ihtimal tabi"

Hezeyan söylemlerine karşılık ne tek bir mimiğim oynadı, ne de tek kelam çıktı ağzımdan. Düşünmeye, bir sebep bulmaya çalışıyordum. Sebep beni sonuca götürebilirdi.

Sonuç beni ona götürebilirdi.

Ona giden yolda, en ufak ihtimal kaburgalarıma dolanan umut ipliğiydi.

Gayri ihtiyari bakışlarım kıyafetlerine kaydığında tıpkı bize burayı gösteren adamlar gibi giyindiklerini farkettim. Her ikisinin de üzerinde yerde biten, uzun kollu simsiyah giysiler vardı. Arkalarında ise yüzü tamamen kamufle edecek kadar geniş bir kapüşon. Neden böyle giyindikleri hakkında bir fikrim yoktu. Etrafıma bakındım. Tam karşımda iki kişinin zorlukla sığabileceği bir yer yatağı vardı. Yatağın bittiği yere ise ufak bir masa ve iki sandalye konulmuştu. Sol tarafıma baktığımda ufak tahta bir dolaptan başka bir şey olmadığını gördüm. Dolabın üzerinde ortamı zoraki aydınlatan bir gaz lambası vardı ve zeminde çadırın siyah kalın yüzeyinden başka bir şey yoktu.

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin