HİS 3 BÖLÜM ~ 3

31K 2K 137
                                    


Uzun bir bölüm oldu, güzel yorumlarınızı eksik etmeyin ve keyifle okuyun 💙

🔥

Mutluluk avuçlarımın arasında göz alıcı, bir o kadar da zehirli bir küre gibi ışıldıyordu. Hücrelerime doluyor, iliklerime işliyor, aşina olmadığım hudutsuz duygulara sürüklüyordu. Öte yandan  korkuyordum. Parmaklarımın titremesinden, avuçlarımın arasından kayıp gitmesinden, tuzla buz olmasından, zehrinen ayaklarımıza bulaşmasından deli gibi korkuyordum. Düşündükçe düşüncelerimi tutuşturan bir ürperti sarıyordu her yanımı.

İblisin mutluluk küremi elimden almasından korkuyordum. 

‘’Ne dedi?’’ diye sordum, herkes uyuduktan sonra şöminenin başında yalnız kaldığım Derin’e. ‘’Ah, kesinlikle yanlış duydum.’’

‘’Herkes aynı anda yanlış duymuş olamaz.’’ 

‘’O halde, neden inanamıyorum?’’

Çıtırtılar eşliğinde yanan şömine ateşinden ayırdığı koyu kahve gözlerini üzerime çevirdi. Ona bakmasam da, yan profilimde bakışlarını hissedebiliyordum. ‘’Mutluluk böyle bir şey.’’

‘’Nereden biliyorsun?’’

‘’Biliyorum, çünkü Sezgin beni ilk öptüğünde böyle hissetmiştim.’’

O günleri anımsayarak yüzüne baktım. ‘’Hatırlıyorum.’’

Burukça gülümsedi. ‘’Bazen hatırladığını unutuyorum. Bu, çok boktan bir şey.’’

‘’Kahini kaybetmeseydik, belki anılarınızı size geri vermenin yolunu bulabilirdi.’’

Başını yavaşça salladı. ‘’Ama kaybettik. O, artık yok. Çok üzgünüm.’’

Gözlerimin dolmasına engel olamadım. ‘’Onu özleyeceğim.’’

‘’Bende…’’

Bir süre hiç konuşmadan ateşi izlemeye devam ettik. Derin’i en çok bu yüzden seviyordum. Onunla birlikteyken kelimelere ihtiyacımız yoktu. Susarak da aynı acıyı ya da mutluluğu paylaşabiliyorduk. Bunu defalarca yapmıştık. Hatırlamasa da...

‘’Beni bekliyor,’’ dedim saklayamadığım bir heyecanla. 

‘’Git o halde.’’

‘’Ağabeyimin uyanıp beni kontrol etmesinden korkuyorum.’’

Ayağa kalktı ve elimden tutarak beni de kaldırdı. ‘’O kısmı Yasemin’e bırak.’’ Göz kırptı ve beni koridora doğru çekti. ‘’Fazla ses yapmazsanız sevinirim.’’ 

Beni derin bir utanç çukuruna ittikten sonra odasına girdi. Koridor sessiz ve karanlıktı. Avuçlarımı geceliğimin yumuşak yüzeyinde gezdirirken, onun da uyumuş olabileceğini düşündüm. Sessizce odasına girdim, hiçbir hareketlilik yoktu. Gaz lambasının sönmek üzere olan ateşi eşliğinde yatağına baktım. Oradaydı. Küçük adımlarla yanına yaklaştığımda gözlerinin kapalı, nefes alışverişlerinin düzenli olduğunu anladım. Geç kalmış olmanın burukluğuyla dizimi yatağa dayadım ve yanına girdim. Ellerimi başımın altına yerleştirip ona döndüğümde, yan profilini izlemeden uykuya dalmanın büyük bir aptallık olacağını düşündüm. Kaşlarının çatık olmadığı nadir zamanlardan birindeydik. Göz kapakları mavilerini gizlemişti ama gür kirpikleri sanki oraya tana tane dizilmiş gibi muazzam görünüyordu.

Tanrı sihirli değneğini iki kaşının arasına dokundurmuş olmalıydı. Aksi takdirde, nasıl bu kadar güzel olabilirdi?

‘’Beni izlemenden hoşlanıyorum, ama bana dokunmanı tercih ederim.’’ 

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin