HİS 2 BÖLÜM~ 20

16.4K 1.7K 351
                                    

Ruhumun zindanlarından sarkıtılan her ölümün bir sebebi vardı. Bazı ölümlerin doğurduğu varoluşun bir teki olarak şey- tanın ellerine yuvarlanan bedenim, köklerini Ruhlar Şehri'ne salan bir adamın nefesiyle kurtuluşa meyletmişti.
O adamın zırhı olan gücü hafızasına konumlandığından bu yana, liderliği pençelerine dolamaya hazırlanıyordu. Üç gündür, tam tamına üç gündür gece yarısından sonra ağabeyim ve Sezgin ile, gündüzleri ise köle kıyafetiyle kendini kamufle ederek çadırlara sızıyordu. Üç gündür yüzünü göremiyordum. Üç gündür kokusunu soluyamıyordum. Ara ara daldığım uykularda varlığını hissetmek yetmiyordu. Bedenimdeki karıncalanma özlemimi geçirmiyordu zira daha da harlıyordu.

"Bu gece önemli bir karar verilecek. Bu gece bizim ve diğer tüm ruhların akıbeti belli olacak." Üst üste topladığı yemek tabaklarına bomboş gözlerle bakarken usulca başını iki yana salladı. "Sezgin'den duyduğum kadarıyla ruhların örgütlenmesi tamamlanmak üzere. Ateş ayaklanma başlatmak üzere, şayet kaybedersek bu sonumuz. Andelko isyancı her ruhu yok edecektir."

Mutfaktan dönen Yasemin siyah bir zeytin tanesini andıran gözlerini endişeyle açarak Derin'e baktı. "O adam çok kötü, çok acımasız. Başından beri bu konu hakkında hiç konuşmadım ama şimdi korkuyorum. Ne kadar kalabalık olduklarına bizzat şahit olmuşken, kafa tutmak akıl kârı değil."

"Böyle konuşma," dedim kaşlarımı çatarak, en sonuna kadar gelmişken vazgeçemezdik. "Başaracağız."

Yasemin yavaşça yanıma süzüldü ve hafif dokunuşunu kolumda hissettim. "Ateş'in hırsı beni korkutuyor. Üç gündür eve gelmedi, nerede olduğu malum. Bu seni korkutmuyor mu Hare?"
Beni korkutan tek şey içimi kemiren özlemdi.

"Hayır. Çünkü biliyorum, bu savaşın kazananı Ateş olacak." Benden beklediği cevabı alınca gözlerini Derin'e çevirdi. İkisinin arasında sözsüz bir diyalog gerçekleşti o saniyelerde.

Koridordan yaklaşan aceleci adım seslerinin ardından Alya ile göz göze geldik. Çehresindeki mutlu ifade beni görünce tuzla buz olurken, hızla bakışlarını benden ayırdı ve Derin'in yanına ilerledi.
"Derin, haberi duydun mu?"

Derin ona anlamayan gözlerle bakarak, "Ne haberi?" diye sordu. "Ben bir şey duymadım."

Tepesinde sıkıca topladığı saçlarından çıkan siyah kalın bir tutama parmaklarını dolayarak açıkladı. "Bu gece Pravi'nin kuzeyinde bir parti düzenliyorlar. Aslında düzenleyenleri tanıyorum, eski arkadaşlarım ve bana haberi getirenler de kendileriydi. Ne dersin? Sen ve ben, gider miyiz?"

"Andelko böyle bir şeye nasıl izin veriyor?"

"Andelko'nun haberinin olduğunu kim söyledi ki? Benim arkadaşlarım tıpkı benim gibi asi kişilikler," dedikten hemen sonra kulak çınlatan bir kahkaha patlattı. "Muhafızları atlatıp kuzeye gidecekler. Kocaman bir ateş yaktıktan sonra deli gibi dans edip içecekler. Sence de kulağa çok hoş gelmiyor mu? Hadi ama Derin! Böyle bir şeyi kaçıramayız."

Derin kararsız bakışlarını bize çevirdiğinde başımı olumsuz anlamında iki yana salladım. "Biz elbette gelmeyeceğiz ama sen istiyorsan gidebilirsin. Hem kafan dağılmış olur."

Alya yapmacık bir hareketle çenesini buruşturduktan sonra, "Ne olur gelinnn," diyerek cümlesinin sonunu uzattı.

Yasemin buna karşılık eline aldığı yastığı ona fırlatacakken yastığı ondan almamla bunu yapamadı ve hırsla arkasına yaslandı.

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin