His 2 BÖLÜM~9

69.7K 5.2K 2K
                                    


Oy ve kıymetli yorumlarınızı bekliyorum güzellikler...

Evanescence- Bring Me To Life

🔥

Asi bir rüzgarın uğultusu kadar yoldan çıkarıcıydı yarasının derinliği. Kabul bağlayan yüzeyine tezat, esasen kan revan içindeydi. Üzerinde devinimsiz duran dudaklarımın ince yarıklarından sızarak içimi sarıp sarmaladığında, anladım;

Yarası, yaramdı.

Tam da şu an, dar ve kıvrak bir sokakta gözlerim kapalı yürürken, ayağıma çelme takıyordu yakınlığı. Saçlarımın arasında hissettiğim soğuk nefesi, beni tek hamlede yere seriyordu. Yine de yelkovan ve akrebin sonsuz bir greve girmesini istemekten geri kalmıyordum. Zaman, şu saniye karanlığın kemikli parmaklarının arasında un-ufak olmalıydı.

"Kokun" diye fısıldadı saçlarımın arasına doğru, derin bir nefes çektiğini duyumsadım. "Fazla tanıdık"

Ellerini omuzlarımda hissetmemle beni kendisinden uzaklaştırdı ve başım hala göğüs hizasındayken kirpiklerimin altından ifadesini karanlığa saklanmış gözlerine baktım.

"Ve sen küçük, fazla cüretkarsın"

Öyle miydim? Çokça zaman önce onun önüne attığım korkak kızın şimdi esamesi okunmazken, beni cüretkar kılan eylemlerimin sebebi benliğimi kuşatmış hislerdi. Biliyordum.

"Senin somut yaraların gibi değil belki..." diye mırıldandım kokumu anımsamasının belli belirsiz sevinciyle. "En az seninkisi kadar derin, soyut yaralar taşıyorum"

Karanlığa sinen görkemli silüeti bana çehresini tüm netliğiyle sunamıyordu. Ancak kısılan gözleriyle birlikte usulca başını aşağı meylettirdiğinde alnımız yüzeysel olarak birbiriyle temas etti.

Cılız kalp atışlarım yitip gitmekte olan köz parçalarından ibaretken, yakınlığı benzin olup üzerime akıyordu ve kalp atışlarım arsızca göğüs kafesimi zorluyordu.

"Belleğimin kayıp kısmında..." duraksadı, kaldırdığı elinin tersiyle omuzlarımdan aşağı uzanan dalgalı tutamlarıma dokunduğunda nefesimi tuttum.

Saçlarıma dokunuyordu, parmak boğumlarıyla...

"Boşluğumda kalan turuncu tutamların sahibi sensin, öyle değil mi?"

Heyecanla alt dudağımı dişleyerek başımı salladım. Dolan gözlerim görüntüyü iyiden iyiye silikleştirse de, duyduklarım kafiydi.

"Saçlarımı hatırlıyor musun?" sırf eli saçlarımdan ayrılmasın diye milim kımıldamıyordum. Onunsa saçlarımda olan sadece elleri değildi, bakışları da oradaydı.

"Hatırlamıyorum, bu çok sikik bir durum" dedi kısık ve umarsız bir sesle. "Zihnimin bir yarısında kocaman kara bir delik var gibi, yaşanan ne varsa içine hapsetmiş. Bana bıraktığı bir bok yok"

Karanlığa sığınarak gözlerimi ağır ağır kapattığımda yanaklarıma süzülen birkaç damla yaşı umursamayarak elimi kaldırdım ve saçlarımda duran elinin üzerine koydum.

Kenetlenemeyen parmaklarımıza inat soğuk ve sıcak, sıkıca sarıldılar.

"Yaşananları kaybetmiş olabilirsin ama hala seninle olan bir şey var."

"Neymiş o?"

Gülümsedim. "Hislerin"

Avuç içimde hissettiğim soğuk parmak boğumları hızla tenimden ayrıldı. Başını iki yana sallarken genzime savrulan kokusu beni konuşmaktan aciz kılıyordu.

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin