58. Beyhude ♠

50.5K 3.7K 1.1K
                                    

Yeni bir güne açılan gözlerimin ağırlamak istediği diğer günleri görüp göremeyeceği koca bir bilinmezlikti. Zaman aleyhime işlerken geçen her bir dakikada, iblis ruhumu köşeye sıkıştırıyordu; zira her hücreme ölümün pervasız tohumları ekilmişti. Gayrimeşru düşüncelerim zihnimin çift yönlü şeridinden akıyor, çoğu zaman birbiriyle çarpışarak büyük hasara tevlit ediyordu. Yine de onun kollarındayken meyus düşüncelere kısa bir ara veriyordu zihnim, onun teni benimkini işgal ederken sadece Ateş var oluyordu. Her şey silikleşiyor, bütün kent fersiz bir hal alıyor ve sadece onunla ben kalıyorduk.

Birbirine kenetlenmiş ellerimize baktığımda sadece kendiminkini görsem de onun iri ve kemikli parmaklarını boğumlarına kadar hissediyordum. Öyle ya, görmekten değil hissetmekten doğuvermişti ona meftun halim ve biliyordum ki artık hislerim karşılıksız değildi. Belki bir ismimiz yoktu, hatta kendi içinde bile bir isim verememişti aramızdaki muammaya, ancak ortada hakkını vererek yaşadığımız bir şeyler vardı. Uyurken alıp verdiği düzenli soluklarının çehreme vuruşu bile bir başkaydı. Uyurken sarıp sarmalaması bile hayran olunasıydı. Beni istediğini söylemişti açıkça, beni arzuladığını... Oysa sümüklü bir kız çocuğundan bir adım öteye gidemem sanıyordum gözünde. Sözleriyle sıcak kan yanaklarıma akın edip beni mağlup kılarken utandığımı aynı saniyede anlayacak kadar beni tanıyordu.

Öyle ki yüzümü gövdesine bastırıp, "Uyu cehennem çiçeği," derken sözlerinin devamını getirmek istediğinin, hatta eyleme dökebileceğinin farkındaydım. Sadece bahsinden bile bu denli utanırken, onu mutlu edebilmem imkânsızdı. Tüm düşünceleri- min zihnimde at koşturduğu sırada karnıma giren kuvvetsiz sancıyla yüzümü buruşturdum ve uyanmaması için kıpırdamamaya gayret ettim. İhtiyarın verdiği şu karışımı içsem hiç fena olmayacaktı. Başımı ağır ağır kaldırmama eş zamanlı olarak, istemeden ellerimi onunkilerden ayırdım. Mümkün mertebe yavaş hareket etmeye çalıştım. Yataktan çıkarken fark ettiğim bir yorgunluğu vardı ateş mavisinin; geldiğimden beri başına beladan başka bir şey getirmemiştim ki...

Yataktan çıkar çıkmaz, masanın üzerindeki ufak kutuyu alıp banyoya ilerledim. Pürüzlü aynadaki görüntüm tam anlamıyla berbat görünüyordu. Beyaz olan tenim iyiden iyiye kireç gibi olmuş, göz altlarım ise haddinden fazla morarmıştı. Hasta değildim, ama hasta gibi görünüyordum. Fıçıdan su alıp yüzüme defalarca çarptım. Ardından ıslak yer kalmayacak şekilde kuruladım, değişen bir şey yoktu. Çevresinde onca güzel kadın varken, benim yüzüme nasıl baktığına anlam veremedim o an. Günlerdir aynaya bakmıyordum, muhtemelen günlerdir bu haldeydim.

Kutuya uzanan elimle birlikte dikkatimi Derin'in ufak siyah çantası çekti. Geçici de olsa bir çözüm diye düşünerek içinden işime yarayacak şeyleri alıp aynanın önüne dizdim. İlk iş olarak gözlerimin altını ten rengi kremsi bir maddeyle kapattım, ardından tüm yüzüme sürdüm ve tenime yedirdim. Üstüne tenimden bir ton koyu, pudra görevi gören tozu uyguladıktan sonra, bir benzeri pembe tozla elmacık kemiklerimin üzerine renk verdim. Gözlerimin içine çektiğim siyah sürmeyle elalarım kendini belli ederken, sürmeyi kirpik diplerime de dokundurarak hoş görüntüyü destekledim. Son olarak vişne çürüğü renginde olan dudak boyasına işaret parmağımı batırarak ince dudaklarıma dikkatle sürdüğümde çok daha iyi görünüyordum. Saçlarımı açıp itinayla taradıktan sonra omuzlarımdan belime uzanmasına izin verdim. Malzemeleri çantaya geri koydum ve buraya neden geldiğim aklıma geldi; kutu...

Kutunun ağzını açmamla banyoyu saran ağır koku midemi bulandırmaya yetmişti. Üstelik yeşil, balçık kıvamındaki sıvı hiç iştah açıcı durmuyordu ama buna mecburdum. Tek elimle burnumu kapatırken, kutunun içindeki koyu kıvamlı sıvıyı ağzıma boca ettim. Gerçekten berbattı. Zorlukla yutmaya çalışırken öğürmemek için kendimle savaşıyordum. Tadı o kadar kötüydü ki boğazımı yakarak geçmesi bir yana, mideme taş misali oturmuştu. Gayriihtiyarî fıçıya giden elimle birlikte ağzıma avuç avuç su dayadım ve kana kana içtim saniyeler boyu.

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin