His 2 BÖLÜM~5

70.2K 5.5K 1.8K
                                    

Sınavı olanlara başarılar dilerim. Umarım hayatınızın her alanında dileğinize ulaşırsınız.

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.

Evanescence ~ Secret door

🔥

Dudaklarından dökülen kelimeler ucu tutuşturulmuş bir mızrak misali göğsümü hedef aldı.

Taarruzu ölümcüldü.

Bir an sonra mızrak etime saplandı ve kan benzin suretine bürünerek alev almaya başladı. Görünmez bir yangın hızla tüm bedenime yayılırken, asıl tutuşturduğu ruhumdu.

Esasen, bıraktığı kül yığınları onun nişaneleriydi.

Ciğerlerimin yad ettiği kokusunu ardıma alarak nasıl karşısından ayrılabildim, bilmiyordum. Bildiğim bir şey varsa odadan çıktığım an, sırtımın can havliyle yapıştığı kapısından yağ gibi kaydığıydı. Dizlerimin üzerinde, saniyeler önce olanları yaşanmamış saymaya çalışmanın imkansız olduğunu bile bile denedim. Süzgecimden geçiremediğim acı olanca ağırlığıyla üzerime yığılmıştı ve ağlayabilmeme dahi müsaade etmiyordu.

Taşamayan hıçkırıklarım boğazıma dizilmiş, nabız gibi atıyordu.

Beni hatırlamıyordu.

Nadiren andığı adımı dahi bilmiyordu.

Bunları aklımdan geçirmek dahi zihnimin derin çukurlarını ziftle dolduruyordu. Her çukurda, ayrı ayrı zifte bulanarak boğuluyordum.

Karşısındayken çehremi gölgeleyen kara şapkadan kurtulmak istemiştim oysa. Kısa bir an buna yeltenmiştim bile. Fakat sözleri o kadar deliciydi ki tüm devinimlerim donup kalmıştı.

Yapamamıştım.

Ardı sıra kirpik uçlarımdan çeneme uzanan damlaları elimin tersiyle sildim. Sofia'nın odasından gelen adım seslerinin belirginleşmesiyle kendimi zorlayarak ayaklandım ve koşar adım merdivenlere ulaştım. Çıkarken deli gibi korktuğum muhafızlar inerken umrumda bile değildi. Yakalanabilirdim, beni yok edebilirlerdi.

Hiç biri onun zihninde yok olmaktan fazla acıtamazdı.

Mutfağa indiğimde aynı hengameden faydalanarak rastgele bir işin ucundan tuttum. İçimde ki hummalı ateş bir an olsun yakamı bırakmazken dakikalar sonra göz göze geldiğim Derin'e kırık bir biçimde baktım. Başım omuzuma düşerken acı acı başımı iki yana salladım.

Anlamıştı.

Anlaması için tek kelime etmeme gerek yoktu. Göz bebeklerime takılı kalan cesetlerin çürümüş kokusundan yaşadığım meyusu hissetmişti. Ağır ağır kapattığı gözlerini mutfakta yaşanan hareketlilikle hızla açtı.

"Son hazırlıkları bitirin. Törene dakikalar kaldı!"

Tören için hazırlananlar hızla bulundukları yerden alınırken, şatonun bahçesine açılan ikinci mutfak çıkışına yöneldi tüm köleler. Elime tutuşturulan ahşap tepside ki yiyeceklere bomboş gözlerle baktım bir süre. Ardından bize emirler yağdıran kadının öfkeli sesini duyumsayarak hareketlendim.

Ağaçlık alanların büyük bir kısmı yok edilerek yuvarlak bir tören alanı oluşturulmuştu. Taştan bir merdiveni andıran oturma alanları oval şekli desteklerken, aralarına yerleştirilen meşaleler geceyi güçlükle aydınlatıyordu. Zira tören alanına düşen ölü ağaçların karanlık gölgesi oldukça kuvvetliydi. Tam ortada büyük bir ateş yakılmıştı ve hemen yanında düz yüzeyi olan taştan bir çıkıntı vardı. Yerlerini alan konuklar bizden farklı olarak onları son hatırladığım gibi özgürce giyinmişlerdi. Aslında biz kölelere nazaran epey azınlıktaydılar.

HİS 🔥  (Yeniden Yayınlanıyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin