Bazı açıklamalarım sonda. :) Başta kalabalık yapmasın dedim. :)
İyi okumalar! :) ♥
***Multimedya: Asfalt Dünya - Bir Akşamın Kalbi***
Kalplerimizi söylenmemiş sözlerle doldurduk
Bir akşamın kalbinde
Bıraktım seni
Dönüp arkama bakmadım
Terk ederken seni
Gözlerimde yaşlarla
Ve sen bunu görmedin
Ve hiç bilmeyeceksin
***
Yarışmaya başvurumuz, İstanbul'daki seçmelere katılabileceğimle ilgili yanıtı almamız çok çabuk olmuştu. Oğuz'un "sihirli referans" dediği bir olaydı bu, kendisinden bahsediyordu. Evet, güçlü bir referansa sahip olduğumun farkındaydım. Biraz sinir bozucuydu ama Oğuz herkesin bu şekilde yarışmaya katıldığını söylüyordu. Birçok kişinin girdiği bir yarışmada fark atacak bir noktaya ihtiyaç duyuluyordu.
Ama önemli olan İstanbul'daki seçmelerdi, onu geçip Fransa'ya gitmek istiyordum. Evet, bu bile büyük bir başarı olacaktı, çünkü gerek Fransa içinden, gerekse birçok Avrupa ülkesinden onlarca katılımcı oluyordu. Her ülkeye gitmedikleri için, İstanbul'daki seçmelerde de pek çok ülkeden katılımcı olacaktı. On iki kişi, sadece on iki kişi Fransa'ya gidebilecekti. Yüzlercesi arasından nitelikleri yüksek 12 kişi. Onlardan biri de ben olmalıydım.
Oğuz'dan tek bir isteğim olmuştu bu süreçte. İstanbul'daki seçmeler sonuçlanana kadar yarışma meselesi aramızda kalacaktı. Kendi aileme de söylememiştim, çünkü gereksiz heyecan dalgası oluşturmakta uzman olan halam beni epey gerecekti. Üzerime gelirse başaracağım varsa da olmazdı. Aynı şey çevremdeki herkes için geçerliydi. İlk aşamayı geçemeden fazla beklenti oluşturmak ve eğer olur da olumsuz sonuç alırsam yığın olmuş beklentilerin altında ezilmek istemiyordum.
Oğuz'un pek hoşuna gitmese de kabul etmişti.
O gün, yılbaşı tatilinden bir gün önce, herkes eğlenmeye gitmişken, ben lokantanın mutfağında önümde kocaman bir Fransız yemek tarifi kitabıyla tek başıma duruyordum. Yurtdışından sipariş verdiğim, epey ayrıntılı tariflere yer veren bir kitaptı. Onlarca yemeğin arasında kaybolmuştum. Korkuyor değildim aslında ama alanımın dışına çıkmak, bununla yarışmaya katılmak baskı kuran bir gerçekti.
"Bunlar yarışma için fazla ekstrem tarifler."
Arkamdan gelen ses ile irkildim. Elleri ceplerinde başımın üzerinden kitaba bakan Oğuz Derman ile karşılaşmıştım. Hep olduğu gibi hafifçe kaşları çatılmış, gözleri kısılmıştı.
"Bunu iyice alışkanlık haline getiriyorsun." dedim rahatsızlığımı gizlemeyen bir ses tonuyla.
"Neyi?" dedi şaşkın görünerek.
"Böyle aniden arkamda bitivermeyi. Zıpçıktı gibi."
"Zıpçıktı mı?" Şaşkın gözlerle baktı bana. "Hiç hoş tabirler değil bunlar. Sen önündeki işe o kadar dalıyorsun ki geldiğimi bile fark etmiyorsun. Mesele bu." Omuzlarını silkip birkaç adım geri giderek duvara yaslandı.
"Neden buradasın?"
"Neden acaba?" deyip işaret parmağıyla alnını ovuşturdu. "Malum bir yarışmamız var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOL KÖPÜKLÜ
General Fiction[Aşkın Tatları Serisi - 3] Hikayemizi yıllar önce yazmaya başlamıştık, sadece farkında değildik. Aşk bizim için başta tuzlu kahve gibiydi. Ama bazı gerçekler her şeyi değiştirdi. Köpüksüz kahvesini içmeyen biri için kahvenin köpüğü haline geldi...