44. BÖLÜM "Uyarı" [2. Kısım]

10.8K 1.1K 41
                                    

"Evlenme olayını çok abartıyorsunuz."

O anda ne yapmam gerektiğinden emin değildim. Bu konunun konuşulmasını istemiyordum, ben bile oturup düşünmemiştim ki. Oğuz istemiyorsa da anlardım, zaten biz bunu düşünerek başlamamıştık ilişkimize. Ama şu anda babamla konuşuyordu ve babamın onu sevmesini istiyordum. Onunla olmamdan rahatsızlık hissetmesini istemezdim.

Ama babamın gerildiğini, halamın kıpırdandığını görmüştüm.

"Abartmak mı? Kızım otuzuna yaklaştı ve onun mutlu olmasını istiyorum. Hayatının sağlam temeller üzerinde devam etmesini istiyorum."

"Baba," diyerek araya girdim kendimi tutamadan. "Bunları konuşmanın zamanı değil."

"Hayır, tam tersine zamanı. Neye başladığınızı bilmeden, sonunun nereye gittiğini düşünmeden devam etmeni istemiyorum."

İç çektim, çok sıkıntılı hissediyordum ama Oğuz fazlasıyla rahat görünüyordu.

"İşte..." dedi sessizliğini bozarak. "Tam olarak bundan bahsediyorum. Abartıyorsunuz."

"Oğuz..." dedim bu sefer de ona dönerek. Düşüncelerini açıkça ifade etme konusunda şu anda daha kısıtlı davranmasını istiyordum.

"Merak etme." dedi bana gülümseyerek ve babama dönüp konuşmaya devam etti. "Evliliği dünyanın en zor olayı gibi görüyorsunuz. Bunu kendinizce kalıplara sokuyorsunuz. Kendi babam bile evlilik adamı olmadığımı söylemişti, bu yüzden benden bu konuda hiçbir beklentisi yok. Bireyselliğime, özgürlüğüme düşkünmüşüm. Kesinlikle öyle." Omuzlarını rahatça kaldırdı. "Hayatım boyunca böyleydim. Ama bağlanmaya karşı bir insan da olmadım. Kimseye bağlanamayacağımı düşünmedim, sadece buna değecek bir insan bulamamıştım." Gülümseyen, sıcacık gözlerle bana baktı. " Evlilik birlikte yaşamak ve hayat kurmak isteyen iki insanın toplum ve yasalar önünde ilişkilerini resmiyete dökmesidir aslında. Ben de sevdiğim insanla bir evi paylaşmayı istiyorum, çünkü Fulya bu dünyada kendimi yanında iyi ve rahat hissettiğim tek kişi. Onunla özgürlüğüme ya da bireyselliğime zarar gelmiyor. Onunla her şeyi paylaşabilirim. Ona bağlanabilirim. Ve hukuksal olarak da birbirimizin üzerinde haklarımız olmasını isterim, yasal açıdan birbirimizin en yakını olmayı beklerim. Abartıyorsunuz, demem bu yüzden. Bu çok doğal bir süreç ve ikimiz de bunu anlayabilecek insanlarız. İkimiz de hazır hissettiğimizde, doğru zamanın geldiği konusunda hemfikir olduğumuzda bunu yapabiliriz."

Yaptığı konuşmadan içine sinmiş şekilde arkasına yaslandı ve ciddi ama sert olmayan bir ifadeyle babama baktı. Bense hissettiğim heyecanı saklamaya çalışıyordum. Oğuz'un kelimeleri beni bir kere daha sarıp sarmalamıştı. Oysa ki babamın zannettiğinin aksine evlilikten korkan bendim, buna uygun olmayan bendim ama Oğuz benim gibi tereddütlü değildi. Bana inanıyordu, benimle bir hayat yaşamak istiyordu ve bunu çekinmeden ifade ediyordu. Sadece babamın gözünü boyamak için bunları söylemeyeceğini biliyordum. Aksini düşünüyor olsa söylemesini engelleyemeyeceğini biliyordum.

Babam bir süre düşünür göründü ama vücudunun duruşundan, yüzündeki ifadenin yumuşamasından bu sözlerin onu rahatlattığını anlayabiliyordum. Halamsa bütün dişlerini açığa çıkaran bir gülümsemeyle hoşuna giden bir filmi izliyor gibi görünüyordu. Kendini çok zor tuttuğunu görebiliyordum.

"Bu konuyu açmak benim görevimdi. İçimin rahat olmasını istedim. Ve Fulya'nın yanlış bir seçim yapmayacağını biliyordum."

Halam güldü ve ortamdaki ciddiyet dağıldı, ben de hissettiğim mutluluk ve sıkıntı karşımı tuhaf duygunun üzerini kapatmaya çalışarak onlara katıldım.

Akşamın geri kalanı güzeldi. Babam ve Oğuz düşündüğümden daha iyi anlaştılar. Aralarında seviyeli ve güzel bir sohbet gelişmişti, ben de aralarına girmemeye çalışarak onları izledim. Babamı böyle canlı ve bir yabancıya karşı bu kadar samimi görmemiştim uzun zamandır.

BOL KÖPÜKLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin