39. BÖLÜM "Detoks"

11K 1.3K 201
                                    

Son bölümlerde eskiden olduğu gibi yazarken büyük keyif aldım, eskisi gibi büyük bir istekle yazdım ve bundan dolayı mutluyum. ☺ 

Biliyorsunuz, Wattpad'i bu hikayeden sonra bırakacağım dedim, bunu naz yapmak için ya da dikkat çekmek için, bilemiyorum işte, aklınıza gelen başka niyet varsa onlar için yapmadım. Belki bilmiyorsunuz ama burası yıpratıyor. Okuyucu sayım tahmin etmediğim kadar arttı ve bazen hikayelerimi sürekli okuyup iki güzel yorum yapmayan insanlar, hoşlarına gitmeyen bir şey gördüler mi uzun uzun mesajlar, yorumlar atıyorlar ve ben bazen bunları günlerce düşünüyorum, dert ediyorum. Umursamıyorum desem de umursuyorum. Kimseye zorla hikayelerimi okutmuyorum ya da kimseyi beni takip etmeye zorlamıyorum, buradan para da kazanmıyorum ama insanlar sanki onlara borçluymuşum gibi davranıyorlar. Evet, bana destek olan, hikayelerimi okuyan insanlara borçluyum ama kendi vaktimden ayırıp bölümleri yazarak bu borcu ödediğime inanıyorum.

Her neyse, bölümden uzun yorum atıyorsun diye azar yiyeceğim yine. :D

Bana bırakmamam konusunda çok güzel, samimi yorumlar geldi ama şimdilik hedeflediğim gibi bu hikayemize odaklanalım, ben de hayatım ve duygularım hangi yönde gidecek bakayım.

Her şey için teşekkür ederim. Kendinize iyi bakın. ♥

Bölüm şarkılarını da ihmal etmeyin bence, çok sevdiğim şarkıları ekliyorum. :))

Zor olacağını biliyordum, daha konuşurken gitmesini istemediğim için, onu sürekli ertesi gün görebilecek miyim diye hesapladığım için zaten biliyordum. Ama yaşadığım, beklediğimin ötesindeydi. 28 gün şimdi benim için en sıkıntılı, geçmek bilmeyen zaman dilimi haline gelmişti. Zamanın bu kadar yavaş geçebileceğini düşünmezdim. Önemli iş anlaşmaları için beklerken, sınav dönemlerinde ya da aklıma gelen başka kritik zamanlarda bile bu denli durgun değildi. Zaman artık yapış yapış, yoğun, akıp gitmeyen bir sıvıydı sanki, beni sarıp sarmalıyor ve boğuluyormuş gibi hissetmeme neden oluyordu.

Enstein'ın İzafiyet Teorisi adeta yüzüme gülüyordu, işte zaman böyle yavaşlar diyordu sanki.

Hiçbir maddeye, konuya bağımlı değildim ama bağımlılıkla ilgili bildiklerime bakarak yoksunluk krizine benzeyen anlar yaşadığımı fark ediyordum. Kendime mantıklı, mecburiyet gibi nedenler bularak Fulya'ya gitmeye çalışıyordum ama neyse ki sonunda gerçekten mantıklı olan tarafım beni durduruyordu. Bir kere daha sözünü tutmayan adam olmak istemiyordum onun için ve eğer bu uzaklık ona iyi gelecekse bunu yapmak zorundaydım.

Sekizinci günde bir çiçekçinin önünden geçerken daha öncesinde hiç başıma gelmediği halde bir saksı dikkatimi çekti. Aslında beynimin derinliklerinde birçok hesap işlemişti ama ben bir adım geriye gidip kahverengi saksıdaki çiçekleri inceledim. Annem çiçeklere ilgili olduğu için çoğunun ismini biliyordum, kokularından bile pek çok cinsi ayırabilirdim ama özel bir ilgim olmamıştı. Şimdi gözlerimin önünde duran bu çiçekler, sarı büyük taç yapraklarının ortasındaki kase şeklinde sarı katlarla ve güzel kokusuyla dikkatimi çekmişti. Fulya çiçeği...

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
BOL KÖPÜKLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin