İyi okumalar. :)
***Multimedya: Deniz Tekin - Yalnızlık Ömür Boyu***
birden sen gelsen aklıma, seni unutsam bazı bazı
meraklansam gizlice, delice kıskansam seni
hep yalnızlık var sonunda, yalnızlık ömür boyu
hep yalnızlık var sonunda, yalnızlık ömür boyu
***
Ocak ayının üçüncü haftası, yarışmanın ilk turu için zaman gelmişti. Benim herkesten saklama isteğim Oğuz'u biraz geriyor gibiydi ama yine de ayak uydurmuş, İstanbul'a gidişimizi bir seminer bahanesine sığdırmıştı. Onur'un bütün seminerlerden, davetlerden haberi olduğu halde, bunu duymamış olmasını çok yadırgadığını söyledi, araştırsa hemen de bulurdu yalanımızı. Ama üzerinde durmamıştı. Ya da bir şey döndüğünü fark ettiği için durmamış gibi yapmıştı.
Ama krizsiz tamamlayacak değildi bu işi. İlla ki bir zıtlaşma yaşamalıydık. Mesela harcamalarla ilgili... Tabi ki kendi harcamaları kendim ödeyecektim ama Oğuz Bey bu konuyu üstlenmek konusunda epey kararlıydı.
"Tabi ki kendime düşen kısmını ödeyeceğim." Lokantanın önünde karanlıkta tartışıyorduk, o sırada yanımızdan gelip geçenler bir bakış atmayı ihmal etmiyordu.
"Ben senin çalıştığın yerin sahibi olarak, bu yarışmaya da senin katılmanı ben sağladığım için ben bütün masrafları ödeyeceğim."
"Buna gerek yok, sonuçta başıma silah dayamadın, zorunluluk koymadın, ben kendim kabul ettim."
Kaşlarını çatarak gecenin ışıkları arasından sinirle baktı bana.
"Bu sorumluluk benim." Çocuk gibi tepinmediği kalmıştı karşımda.
"Sorumluluk falan yok, yeterince zaman ayırıyorsun. Hatta benimle geliyorsun, kendi masrafların var zaten. Benimkilere karışamazsın, kendini düşün."
Alnını sıvazladı işaret ve baş parmağıyla.
"Bak, senin yanında olup olmamak benim isteğim, yani o masraflar beni ilgilendirir. Ama bu yarışmaya katılmandan ben sorumlu olduğum için yarışma için harcadığın her şey, evet, yine beni ilgilendirir. Sen sadece yarışmayı düşünmeli ve iyi bir başarı elde etmelisin."
"Uçağın, kalacağım otelin parasını ödeyeceğim diye yarışma performansımın düşeceği yok!"
Asıl şimdi ben tepinmek istiyordum yolun ortasında.
Birden durup dudaklarını bastırdı birbirine ve gözlerini kısarak yüzüme bir süre baktı, kafasındaki çarkların dönüşünü duyabiliyordum adeta.
"Bu yarışmaya katılmanı istedim, bu sadece senin başarınla ilgili değil, eğer iyi bir derece alırsan sadece sen başarılı olmayacaksın, bizim de reklamımızı yapmış olacaksın. En azından kontratın bitene kadar bizde çalışacağın için, o yıllar boyunca senin ismin bizim faydamıza olacak. Bunu anlıyor musun?" Bıkkın bir nefes vererek kollarımı kavuşturdum ve başımı salladım. Soğuğun bile farkında olmadığımı hissettim o anda. "O zaman bunu şu şekilde yapalım. Eğer derece alırsan, biz de kazanmış olacağımız için harcamalarını ben üstleneceğim, eğer başarısız olursan sen bana hepsini ödeyeceksin. Nasıl? İlk beşe giremezsen ödeyeceksin, girersen bana fazlasını kazandıracağın için ödemeyeceksin."
"Çocuk mu avutuyorsun?" dedim bu sefer ben kaşlarımı çatarken.
Gülümser gibi oldu ama kendini tutuyormuş gibi başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOL KÖPÜKLÜ
General Fiction[Aşkın Tatları Serisi - 3] Hikayemizi yıllar önce yazmaya başlamıştık, sadece farkında değildik. Aşk bizim için başta tuzlu kahve gibiydi. Ama bazı gerçekler her şeyi değiştirdi. Köpüksüz kahvesini içmeyen biri için kahvenin köpüğü haline geldi...