Albina durmadan gördüklerini düşünüyordu. "Bunları Rodrigo'nun kesinlikle duyması lazım."
Albina gemiye bindiğinden beri iki ay olmuştu. Dimitri onu gemiye bindirdiğinde dayısı Tjef ile tanıştırmıştı. Gemide gördüğü sarı saçlı adam dayısından başkası değildi. Yaşadığı şaşkınlıktan kurtulduktan sonra sevinçten kahkalar atarak sarılmıştı annesinin ikiz kardeşine.
Tjef olaylara müdahale etmediği sürece her zaman olacakları biliyordu. Kimsenin yanında olmasa da her an görüyordu insanların yapacaklarını. Bu sayede de olanları çok önceden öğrenmişti. Biliyordu neler olduğunu. Albina'ya ise, annesi Katel ve Harpita'nın nasıl merkeze geldiğini ve yaşadıkları olayları gösteriyordu.
"Sana gördüklerimi birkaç kez daha gösterdim."
"Nasıl?"
"Kendimi saklamam lazımdı. Bu yüzden eski eşyalarla her karşılaştırdığında o parçalardan bir şeyler gösterdim. Böylece gördüklerini kendinin sebep olduğunu düşündün." Albina'nın aklı karışmıştı. Tjef okinsdi. Albina'nın zihnine giremezdi.
"Ama onları bana sen gösteremezsin."
"Dimitri başından beri bana yardım ediyordu."
Her şey artık daha netti. Onu büyüten annesi Hamilton da ona bunun imkansız oldugunu söylemişti ama Albina üstünde durmamıştı. Yavaş yavaş anlıyordu ki hiçbir şey bilmese bile insanların gizliden hayatına kattığı ve ona bir şeyler öğrettiği çok şey vardı. "Bana söyleyebilirdin. Seni daha önce tanıyabilirdim."
"Ben sadece rolümü oynuyorum. Neler yapacağımı biliyorum ve zamanı gelince gerçekleştiriyorum. Şu an sana bunları anlatmam da senin, bizim geleceğimizin bir parçası."
Albina kaşlarını çattı. Bir süre dayısının dediklerini düşündü. Geleceğin anahtarı elindeydi. Yaşadığı hayat kadar geçmişe de sahipti. Zihni tarih kitaplarını aratmıyordu. "Peki Rodrigo'ya nasıl gösterdin? Çünkü o da benimle gördü bazı şeyleri."
"İşte onu sen başardın. Onu peşinden sen sürükledin. Bu da kaderin bir parçası. Annesini özleyen ve onu rüyalarında görmek için dualar eden birine tanrıdan küçük bir hediye."
Albina etkilenmişti. Bu çok farklı bir şeydi. Çok özel ve karmaşık. "Tüm bu olanlara nasıl seyirci kalabildin? Kardeşinin öleceğini biliyordun. Onu oraya hiç götürmeyip hayatını kurtarabilirdin."
"Onu hiç götürmediğimi farz et o halde. Harke Katel ile evlenmeyip bir çocuk sahibi olamadan öldürülecek. Yeminler geçersiz kalıp katiller ve büyücüler daha erken saldıracak ve insanlar teker teker katledilecek. Sadece önüne bak ve kaderini yaşa. Bunlar olacaktı ve oldu. Üzülmeye gerek yok."
"Geleceğimi biliyorsun değil mi?"
"Evet ama sana anlatırsam geleceğin değişir ve hiçbir şeyden haberim olmaz. Bazen, bazı şeyleri bilmek acı verse de bilinmezlikten iyidir."
"Evet, haklısın." Albina dayısıyla konuşurken koluna bir sopa yemesi ile acıyla bağırdı ve kendisine vuran kişiye baktı. Dimitri Albina'ya gülüyordu. "Paslandın Albina."
"Bunu söyleyen sen misin Dimitri? Gençliğini gördüm. Asıl paslanan sensin."
Dimitri Albina'ya başka bir sopa uzatırken Albina güldü ve belindeki hançerlerini kavradı. "Benden korkmaya başlamışsın Dimitri." Albina hançerlerini çıkardığında çeliğin sesi inletti etrafı bir süre.
Dimitri sopaları yere attı ve kılıcını çekti. "Göster yeteneklerini." Albina oturduğu yerden kalktı ve dayısına döndü. "Kaldığımız yerden anlatmaya devam edersin... Kim kazanacak?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasyDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...