Albina annesinin yanında yürüyordu. Katel bahçede dolaşırken elindeki çiçeğin yapraklarını koparıyordu. Hemen yanında kaplanı vardı. "Çiçeği çiçek yapan yaprakları kopardım. Geriye ne kaldı? Diğerlerinin tıpa tıp aynısı bir ot parçası!"
Katel çok değişmişti.
"Katel?" Hava kızına doğru yürürken Katel cevap vermedi."Sadece kaplanınla konuşuyorsun. Aylardır benimle tek kelime konuşmadın. Englendarin'e geleli bir yılı geçti. Az yiyor çok geziyorsun. Zayıfladın. Kimse yanına yaklaşamıyor. Durgun bir kız gibi davranıyorsun. Tamam böyle olmanı isterdim ama sen bu değilsin. Öyle bir duvar ördün ki kendine, kimse o duvarı geçemiyor. Artık sana ulaşamıyorum."
"Ne istiyorsunuz?"
"Ben senin iyiliğini istiyorum sadece."
"Bittiyse gidiyorum Kraliçe."
"Bitmedi! Kendine gel Katel. Ne oldu sana böyle?"
Katel güldü. "İstediğin kişi oldum Kraliçe, olan bu ama keşke beni ben olduğum için sevebilseydin."
"Ben seni her zaman seviyorum."
"Eğer beni sevseydin mutluluğumu isterdin. Ama ben senin bunları neden yaptığını biliyorum... Babamı özlüyorsun anne! Ve onu sana hatırlatan tek kişi benim! Beni bırakmıyorsun çünkü onu bırakmak istemiyorsun ama benim de bir hayatım var!"
"Evet seni bırakamıyorum! Duymak istediğin bunlar mı?"
"Hayır. Ben bilmediğim bir şey duymak istiyorum. Neden yaşıyorsun Kraliçe? Çok merak ediyorum. Seni hayatta tutan şey ne? Çünkü ben olsam kendimi öldürürdüm!"
Hava kaşlarını çattı. Albina Hava'nın yüzünden acısını görebiliyordu. Belki de onun duygularını saklayamadığı tek andı ama yine de çektiği acıyı saklamak için savaşıyordu. Hava derin bir nefes aldı. "Sizsiniz... Sen ve Tjef."
"Etrafına bir bak! Tjef nerede? Kaçtı senden ve hiçbir yerde bulamıyorsun! Neden peki? Hiç düşündün mü? Ben senden yıllarca neden kaçtım?" Katel dolan gözlerini gökyüzüne dikti. "Çünkü senin kadar güçlü değilim. Senin yanında kendimi güçsüz hissediyorum. Hiç ağlamıyorsun! Babamı özlediğini biliyorum ama hiç mezarına gitmedin! Hiçbir şey olmamış gibi davranıyorsun."
"Ben bir kraliçeyim! Güçlü olmak zorundayım!"
"Ama ben senin sandığın kraliçe değilim, hiç olmadım. Görmüyor musun? Ben sevgiye taparken sen güce tapıyorsun. Elimden sevgimi aldın. Geriye ne kaldı? Bak bana!"
Hava kızının dolan gözlerine baktı uzun uzun. "Acı."
Albina kendini camdan bakarken buldu. Englendarin'in ağaçları yemyeşildi. Çok uzak da olsa gemileri seçebiliyordu. Albina arkasına döndüğünde masanın başında Harke'yi gördü. Hemen yanında Hava, Su, Toprak ve Ateş vardı. Harke elindeki kağıdı önlerine itti. Hepsi yazanları inceledi. Hava düşünceliydi. "Büyücüleri burada zorla tutamayız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasiDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...