Rodrigo atından inip yuları geldiği hanın önüne bağladı. İçeriye girdiğinde etrafta oturan insanlara dikkatle baktı. İçlerinde büyücü yoktu. Tahta masaların etrafında insanlar oturmuş yemek yiyor, içiyor, konuşup gülüyorlardı. Şömine içeriyi sıcacık yapmıştı. Etrafta gezinen kadınlar erkekleri eğlendiriyordu. Ama Rodrigo girdiğinde herkes yaptığı şeyi bırakmış ve ona bakmaya başlamıştı.
Rodrigo birkaç adım attığında çekilen kılıçlarla durdu. Herkes şüpheyle bakıyordu. Hepsinin gözlerinde sert bir ifade vardı. Rodrigo akıllarını okumaya başladı. Eğer büyücü olduğu ortaya çıkarsa öleceğini biliyordu. Belli ki büyücülerden kendilerini koruyorlardı. Rodrigo yavaşça elini kaldırdı. "Sakin olun. Andersan hanesi için buradayım."
Birkaç kişi kılıcını indirdi. "Gözlerin kırmızı. Okins bölgesinde ne işin var?"
"Ben Rodrigo Gonzales. Gens bölgesinin veliahtıyım." İnsanlar her halinden soylu olduğu belli Rodrigo'ya baktı bir süre. Rodrigo onları ikna etmek için ne yapacağını düşünürken aralarından biri onu tanıdığını söylemesiyle kılıçlar indi. Kendisini tanıdığını söyleyen adam gelip Rodrigo'ya içki uzattı. "Hoşgeldiniz On Rodrigo."
"Beni nereden tanıdınız?"
"Akrepol'de pazarcılık yapıyordum. Sizi birçok kez gördüm."
Rodrigo içkiyi alıp adamla birlikte bir masaya oturdu. "Burada durumlar nasıl?"
"Buradan itibaren araziyi koruyoruz ama iç taraflar çok karışık. Kral Ryan savaşı kaybedecek gibi. Askerleri oldukça az. Savaşta katiller de savaşıyormuş. Kimse öldüremiyormuş onları."
"Haberleri geldi."
"Ne için yollardasınız?"
"Andersan sarayına gidiyorum. Ryan'ın ölen oğullarını alacağım."
"Arazi çıkışına kadar seni geçirebiliriz."
"Aslında bana gizli yollar gerek. Bölgeye asker getirdim. Onları Andersan sarayına kadar götürmem lazım."
"Ama Andersan Sarayı kullanılmaz halde. Büyülüymüş."
"Bir planım var. Sen yollardan bahset."
Rodrigo önlerine haritayı çıkardığında adam haritayı inceledi. "Aslında bir yol var. Dağların arasından dar bir yol. Ama tuzağa düşme olasılığın çok yüksek. Birileri orayı tutuyor olabilir. Tek başınasın."
"Önemli değil. Başa çıkabilirim."
Adam gideceği yolu Rodrigo'ya gösterdikten sonra ona yemek getirdi. Rodrigo yemeğini yerken adamın uzaklara daldığını fark etti. "Ailen var mı?"
"Var. Buraya çok uzak değiller. Peki sen? Evli misin?"
"Hayır."
"Ama biri vardır."
Rodrigo içkisinden bir yudum aldı. "Var. Ama çok uzakta. Yaşıyor mu emin bile değilim."
"Biliyor musun? Sınav ilk yapılmaya başladığı sırada karşı çıkmıştım. Ama şimdi bakıyorum da; herkes kendisini savunabiliyor. Kadın erkek fark etmeden. Eminim o da kendisini savunabilir. Yaşıyordur."
"Evet. Kendisini kolaylıkla savunabilir. Ama ona saldıracaklar bir avuç asker olmayacaktır."
"Önemli biri sanırım."
"Evet. Önemli biri."
Adam daha fazla konuşmayı uzatmadı. "Sana oda verelim. Dinlen." Rodrigo'ya küçük bir oda verdi. Bir yatak ve koltuktan oluşan bir odaydı. Hava kararmıştı. Odada yanan birkaç mumla etraf aydınlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasyDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...