Rodrigo Jeamar'la at arabasının önünde giderken Rodrigo yine dağların arasındaki yolu seçmişti. Aldıkları arabanın arkası fıçılarla doluydu. Planları hazırdı. Çok dikkatli davranıyorlardı. Katiller her yerde olabilirdi ve Rodrigo yeniden onlarla karşılaşmak istemiyordu.
Rodrigo'nun aklında hala katillerin nasıl öldüğü hakkında sorular vardı. Acaba diye düşündü.
Katiller bizler gibi kılıç darbesiyle nasıl ölebiliyor?Kılıcına bakarken aklında babasının sözleri tekrarlandı: "Bu kılıç günün birinde o kadar işine yarayacak ki... Ama o gün gelene kadar önemini anlamayacaksın. Bu yapılan ilk siyah kılıç. Uzun yıllar önce yapıldı."
Siyah kılıç diye geçirdi aklından. "Bu kılıcı farklı yapan şey ne?"
"Bir şey mi dedin?" Rodrigo Jeamar'a döndü. Güneşin ışıklarıyla gözlerini kısmış, sorgularcasına bakıyordu. Rodrigo omuz silkti. "Öylesine konuşuyorum."
"Seninle çok yakın değiliz Rodrigo. Hiçbir zaman değildik. Hatta sen herkesten uzaktın. Bunun bir nedeni var mıydı?"
"İnsanlara güvenmiyorum."
"Namı değer Albina Erom'a nasıl güveniyordun?"
"Onu tanıyorum. Sizden, herkesten çok."
"Onunla tanışalı çok olmamıştı."
"En saf halinde ve yaşadıklarından sonra nasıl davrandığını gördüm. Bir insanın kişiliğinin nasıl oluştuğunu gördükten sonra onu iyi tanımaktan başka şansın var mıdır?"
"Sence başarabilir mi? Bu savaşı durdurabilir mi?"
"Başarmak zorunda."
Jeamar başını eğdi önüne. Sormak istediği bir şey vardı ama sormaya çekiniyordu. Sonunda başını kaldırdı. "Babam nasıldı? Bizi öldü sandı."
"Açık konuşacağım. Bu bölgenin en güçsüz olmasının bir nedeni de baban. Kaybettiğini düşünüyor. Bunu değiştirmek zorundayız."
"Değiştireceğiz."
At arabası sarsıldığında Rodrigo arkasına baktı ve at arabasını durdurup indi. Gözüne bir şey çarpmıştı ve çok kötü bir koku vardı. Ölü gibi kokuyordu.
Rodrigo büyücülerin bedenlerini yaktığını hatırladı. Onların yanmış bedenlerini aradı ama bulamadı. Arabayı sarsan tümseğe doğru yaklaştı. Simsiyah bir taş gibiydi. Rodrigo eğildi ve taşı inceledi. Biraz yanına baktığında kemikler görmesiyle elini hızla çekti. "Bu da ne?"
Jeamar Rodrigo'nun yanına geldi ve taşa baktı. "Bu bölgede böyle bir taşı ilk defa görüyorum."
Rodrigo ayağı ile üstüne tekrar tekrar bastı. Büyük bir taş alıp üstüne bıraktı. Ama çatlamadı bile. Rodrigo sonunda kılıcı ile çizik atmaya çalıştığında ortadan ikiye ayrıldı. Ve içinde kemik ve organlar gördü. Rodrigo ve Jeamar hızla geri çekilip burunlarını tıkadılar. Berbat kokuyordu. Rodrigo tekrar üstüne bir kere daha bastı. Çok sertti. Geri çekildi ve etrafına baktı. "Bunlar benim öldürdüğüm katiller. Burada öldürmüştüm."
Jeamar şaşkınlıkla Rodrigo'ya bakıyordu. "Sen katil mi öldürdün? Bu imkansız."
Rodrigo siyah kılıcını tekrar sapladı. İçine batmıştı. Kılıcın rengi de dokusu da taşla aynıydı. Rodrigo kılıcını çıkardı ve inceledi.
"Anlamıyorum. Bu ne?"
Rodrigo da bilmiyordu. Daha yakından bakmak için eğildi ve kılıcıyla eşelemeye başladı. Aklında bir söz tekrarlanıp duruyordu: Katillerin derisini hiçbir silah delemez.
Deri diye düşündü. Bu katillerin derisiydi. Yanmış ve taşlaşmıştı. Kılıcıyla bir parçasını kesip eline aldı. Deri olduğuna emindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasyDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...