15.bölüm | Taç

4.6K 416 15
                                    

  Albina kaplanının üstünden indi ve kurulan çadırın içine kendisini attı. Dışarıda şiddetli bir yağmur vardı. Hava resmen gece gibiydi. Çadır sürekli sarsılıyordu ama sağlam olduğu belliydi. Hava içeride bi sandalyeye oturmuş sıcak çayını üflüyordu. Ağzından çıkan havayı bile kontrol ediyor gibiydi. Başındaki taç mumlarla ışıl ışıl gözüküyordu. Albina farkında olmadan iç geçirdi. Bunu fark ettiğinde ise sirkelendi. "Ne zaman yola çıkacağız?"

  "Fırtına dindiğinde."

  "İstesen fırtınaya son verebilirsin."

  "Belki de istemiyorumdur?"

  "Neden?"

  "Senin bir yönetici olduğunu sürekli hatırlatmak zorunda kalıyorum kendime. Lütfen bir daha böyle sorular sorma. Son kez anlatmaya çalışacağım; Bizler koruyucularız, kendi çıkarlarımızı göz edemeyiz. Doğanın buna ihtiyacı varsa yaşanır. Bu kadar."

  "Ne kadar sürecek?"

  "İki gün."

  Albina Hava'nın karşısına oturdu ve onu izlemeye başladı. Hava bunun farkındaydı. Bakışlarını ona çevirince Albina'nın bakışlarını çekmemesi dikkatini çekmişti. "Bende ne arıyorsun, Albina?"

  "Bir zaaf."

  Hava istemsizce güldü. "Eğer hayatını kendinden başka her şeye odaklarsan zaafın asla bulunamaz. Yaşadığım hayat benim için değil, ben halkım için yaşıyorum ama üzgünüm Albina, sen de halkın için yaşayan birinin iradesini göremiyorum."

  "Aslında bazen 'bu tahtı neden almak istiyorum?' diyorum. İntikam için alınan bir taht ne kadar iyi yönetilir? Hırsım için mi alıyorum yoksa? Ama hırs insanı kör eder. Halkım için aldığımı söylesem aynı halk benim ailemi katletti. Bu benim hakkım desem hayatım yönetmekle geçmedi, sadece mücadele. O tahta oturacaksam bir neden istiyorum. Beni asla pes ettirmeyecek bir sebep."

  Hava Albina'nın gözlerine uzun uzun baktı. Orada samimiyeti görebiliyordu. "Sen o tahtı savaşı durdurmak için istiyorsun ama savaş asla bitmeyecek bir şey. O tahta oturduğunda da olacak. İleride umarım bir sebep bulursun ama önemli olan sebep değil. Sen o tahta oturduğunda Albina olmayacaksın, bir kraliçe olacaksın. Bırak sebepleri Albina düşünsün. Bir kraliçe için önemli olan şeyler; iyi, adaletli ve güçlü biri olabilmek." Hava kalkıp bir çantanın içinden büyük ve gösterişli bir taç çıkardı. "Bu Harke'nin tacı. Bunu özellikle sana vermek için getirttim. Harke'ye zamanında bu kadar gösterişli bir tacı neden taktığını sormuştum. Lüks içinde olmanın ne kadar ağır olduğunu hatırlattığını söylemişti. Hiçbir şey göründüğü gibi olmadığını kanıtlıyormuş, Erom hanesinin bütün taçları gösterişli olduğu kadar da ağırmış. Herkes taşıyamazmış. Sen taşıyabilecek misin?"

  Albina tacı alıp kafasına koyduğunda gerçekten ağır olduğunu fark etti. Tekrar eline aldı. "Tacı giyene kadar hazır olacağım. Olmak zorundayım." Albina o an fark ettiği şeyle kaşlarını çattı. "Babamdan nefret ediyordun."

  Hava umursamadan yerine oturdu ve çayını yudumlamaya devam etti. "Ona zamanında saygı duyuyordum. Fakat işler değişti. Harke yanlış insanlara güvendi ve kaybetti. Gözleri kördü. Sen bu hataya sakın düşme."

  "Büyükannem olduğun halde sana güvenmemem gibi mi?"

  "Sana bu yüzden yardım ediyorum. Kime güvenmemen gerektiğini biliyorsun. Vutertison'u gönderdin. Artık sana inanıyorum. Sen baban gibi değilsin. Zekisin. Duygularını ikinci plana almayı öğrenmişsin. Bu da halkını duygularla değil doğru kararlarla yöneteceğini gösterir."

GİRİFT 2 : KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin