Albina Toprak'ın bahsettiği mağarayı bulmak için koşmaya başladı. Hava'yı bir an önce bulmalıydı. Belki de ölüm döşeğindeydi. Etrafı iyi görebileceği bir yere geldiğinde durdu ve elini yere koydu. Bir taraftan etrafına bakınıyor ve dinliyordu. Tüm duyularını açmıştı ve tüm dikkatini veriyordu. Beyaz gözleri parlıyordu.
Rüzgarı takip etmeye başladı. Rüzgar ağaçları geçip bir yerde uğulduyordu. O noktaya odaklandığında savrulan yaprakların içeriye girişini hissetti. Bir mağaraydı ve başını kaldırdığında onu görmüştü.
Ayağa kalktığı gibi oraya doğru koşmaya başladı. Hava'yı orada bulacaktı. Hala hayattaydı. Buna inanıyordu.
Hızla içeriye girdi. Karanlık hemen onu sarmıştı. Boğucu bir havası vardı. Neredeyse nefes bile alınmıyordu. Ama Hava oradaydı. Baygındı.
Albina Hızla Hava'nın yanına gitti ve sarsmaya başladı. "Hava?"
Hava bir süre sonra gözlerini açtı. Albina'yı göremiyordu ama sesini duymuştu. Ama nasıl olduğunu bilmiyordu. Doğruluğunu tarttı. "Beni nasıl buldun?"
"Toprak söyledi."
Hava kendisini dikleştirip oturdu. "Onu nasıl buldun da sıkıştırdın bilmiyorum ama isterse buranın girişini kapatırdı. Bu bir tuzak."
"Öldürdüm."
"Ne?"
"Toprak büyük bir tehditti. Bunu yapmak zorundaydım."
Hava kurumuş boğazını yutkunarak ıslatmaya çalıştı. Zar zor konuşuyordu. "Nasıl öldürdün?"
Albina cevap vermeyince Hava anlamıştı. Başını duvara yasladı ve sabır diledi. "Aptal! Yeteneğini kullandın ve elinden alındı, öyle mi? Nasıl yaparsın?"
"O güce ihtiyacım yok benim! Ben kılıçla da ölümcülüm!"
Albina Hava'nın koluna girip onu kaldırdı ve mağaradan çıkardı. Ranya okunu hazırda tutuyordu. Etrafta büyücüler olabilirdi. Ama büyücüler kaçarlarken arkalarına bile bakmamışlardı. Uzun bir süre geri dönmeyeceklerini herkes biliyordu.
Tobias ateşin başına dönmüş, Toprak'ın yanan bedenini izliyordu. Albina öfkeyle baktı ateşe. "Abimi öldürdü."
Hava şaşırmıştı. "Bunu nereden biliyorsun?"
"Tjef gösterdi. Eğer bilseydim onu ilk gördüğümde öldürürdüm."
"Bunları sonra uzun uzun konuşacağız. Sen ben yokken neler yaptığını anlat."
"Toprak bizi sıkıştıracaktı. Göçler başlamıştı. Merkezi boş bırakıyordu. Olası bir tehditte kimseyi bulamayacaktık. Ama Toprak öldü artık. Orman kendini kendine yenilenecektir. İnsanlar geri dönecek."
"Bu fedakarlığı son yapması gereken kişi sendin."
"Ama yapılması gerekiyordu ve Toprak dahil hiçkimse bunu yapmayacağımı bilindiği için yaptım. Büyücüler artık buradaki en büyük güvencelerini kaybetti. Uzun bir süre saldırmaya cesaret edemezler. O süre içerisinde de burası güçlenecek."
"Toprak'ın ölmesi iyi oldu."
"Çocukları topladım. Hepsini eğitiyorum. Bize asker lazımdı."
Hava kaşlarını çatarak baktı Albina'ya. Küçüktü ama yine de doğru kararları almıştı. "Sana olan güvenim arttı Albina."
Albina gülmeye başladı. Hava'dan güzel bir şey duymak imkansız sanıyordu. "Senden bunları duymak güzel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasyDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...