Albina güneşin ilk ışıkları ile yola çıktı. Hemen yanında dayısı Tjef vardı. Arkasında Ranya, Tobias ve Janoel yürüyordu. Dikkat çekmeden bu işi halledeceklerdi. Rodrigo'nun bihaber olduğu savaşın arasından onu alacaklardı. Sahile yakın, ağaçların onları gizleyeceği bir yerde bekleyeceklerdi.
Sarayın girişinde uzanan köprüye girmeden saklandılar ve beklemeye başladılar. Albina görüşünü yaklaştırıp etrafa bakarken sarayın girişini izleyen katilleri tek tek buldu. Hepsi saklanmış ve dikkatle etrafı izliyorlardı. Havanın değişiminin ardından bir şeylerin olacağını onlar da biliyordu. Albina Ranya'ya döndü. "Dört kişi tam karşıda ağaçların arkalarında, iki kişi tepenin üstünde bekliyor, biri de aşağıyı kolluyor. Bizi onlara gösterme."
Ranya etrafı bir süre izledi. Yavaşça köprünün üstüne doğru yürümeye başladı. Hiçbir hareketlilik olmamıştı. Görmedikleri biri yoktu, onları gören biri de. Arkasını dönüp Albina ve diğerlerine işaret verdiğinde hepsi sessiz adımlarla yürümeye koyuldu. Ranya önlerinde olan dört kişiye yaklaşırken oldukça dikkatliydi. Onlar baktığında karla kaplı yollardan başka bir şey görmüyordu. Fakat eğer ses çıkarırlarsa dikkat çekecekti. Ve Ranya sesleri engelleyemezdi. Beş kişiden birinin ses çıkarması işleri bozabilirdi.
Ranya sürekli onları yönlendiriyordu. Fakat Tobias'ın attığı bir adım, karların altında kalmış bir dalın kırılması ile sonuçlanmış, çıkan ses katillerin ayaklanmasına yol açmıştı. Ranya arkasını dönüp durmaları gerektiğini anlattı. Hiçbir şey yapmadan durdular. Katiller saklandıkları yerlerinden çıkıp etrafı dolaşmaya başlamıştı. Albina hemen yanından geçen katilin nefesini bile hissetmişti. Katil Albina'ya doğru döndü. Albina katilin siyah gözlerinin etrafa ne kadar dikkatli baktığına şahit oldu. Bu savaşa verdiği değeri gözlerindeki dikkatten anlıyordu. Katil yavaşça uzaklaşırken etrafı kolaçan etmeye devam etti. Orada öylece ve kıpırdamadan dururken katillerin uzaklaşması ile yavaşça yürümeye devam ettiler.
Birlikte ormana daldılar. Gizlenerek ve hızlı adımlarla sahile doğru giderken Albina en önde ilerliyordu. Adımları hepsinden hızlıydı. Janoel Albina'nın kolundan tutup kendisine doğru çekti ve arkasına aldı. "Madem bu işe kalkıştık kendine dikkat et." Albina Janoel'in dediğini yaptı ve arkasında durdu. Hava'nın dediklerini düşüyordu. "Eğer başaramazsan ölünü bile almaya gelmeyeceğim. Senin benim gözümde kızımı koruyamayan Harke'den bir farkın kalmayacak. Yakalanırsan zayıflığın yüzünden bedelini ödeyeceksin ve ben hiçbir şey yapmayacağım."
Albina dikkat kesildi. Etrafını dinliyordu. Yol boyunca neyse ki hiç duraksamaya gerek kalmadan sahile ulaşmışlardı. Yere kadar uzanan dalları olan ağacın altında saklandılar ve beklemeye başladılar. Etraf o kadar sakindi ki bu rahatsız ediciydi. Deniz sahile sakinlikle vuruyordu. Hafif bir meltem esiyor ve saklandıkları ağacın uzun dallarını kendilerine doğru savuruyordu. Karın eşlik ettiği sahil güneşin ışıklarıyla elmas gibi parlıyordu. Gök masmavi, yer bembeyazdı. Soğuk hava etkisini gösterse de dondurucu değildi. Kar yavaş yavaş eriyordu.
Albina denizi izlerken kalbi öylesine hızlı atıyordu ki sesi kulaklarına kadar ulaşıyor, bütün bedeninde kalbinin sesini dinliyordu. Soğuk ona değmiyordu. Kalbi soğuğu kıracak kadar sıcaktı. Albina izlenme duygusuyla Tjef'e baktı. Amcası kendisine uzunca bir süredir bakıyordu. "Ne olacak Tjef?"
Tjef sadece bakmakla yetindi. Gözlerinde bir şey vardı ama anlaşılmayacak kadar karışık duygular içeriyordu. Albina Tjef'in eline doğru elini uzattı. Dokunmaya çekiniyordu. Bir şey göstereceğini biliyordu. Ne olduğunu bilmiyordu ama kendisini etkileyeceğini hissediyordu. Albina Tjef'in eline dokunduğunda bir anının içinde buldu kendisini.
Denizin üstünde dalgalanan bir gemi vardı. Demir atmıştı. Küçük kayığa binen pelerinli biri kürek çekiyordu. Yağmur yeryüzüne öfke kusarcasına yağıyor, rüzgar hiddetle esiyordu. Bulutlar o kadar yoğundu ki gökyüzü gece kadar karanlıktı. Bazen gökyüzü beyaz ışıkla aydınlanıyor, köklerini tüm heybeti ve gür sesiyle salıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT 2 : Koruyucular
FantasyDaha fazla karmaşa, daha fazla kötülük, daha fazla savaş... Akrepol'den sonra karışan başka bir kıta daha... Ve ateşten sonra buzu iliklerine kadar hissedecek olan Albina. Fedakarlık hiç bu kadar zor, hiçbir gerçek bu kadar sır dolu olmamıştı. Ve ta...