14.bölüm | Yolculuk

4.6K 402 35
                                    

Albina bir çığlıkla uyandı. Vutertison yatağın üstüne çıkmıştı. "Kaplanın neden odada? Beni korkuttu!"

  Albina Vutertison'un tepkisini bir an Liadorf ve Hena'nın Desire için verildiği tepkiye benzetti. Yüzüne hüzünlü bir gülümseme yayıldı. Ardından yavaşça ayağa kalktı. Desire ayağa kalkmış kapıyı çiziyordu. "Desire?"

  Desire Albina'nın yanına ilerledi ve önce tam yanında durdu. Ardından Albina'nın Vutertison'a attığı adımları takip etti. "Şimdi sana bir soru soracağım ve sen de doğru cevap vereceksin; beni Hava'ya sen mi şikayet ettin?"

  Vutertison yutkundu. Cevap vermedi. Albina güldü. "Yalan söylemeye kalkma. Kalp atışlarını dinliyorum. Eğer yalan söylersen sana olacakları söyleyeyim; önce kalbinin ritmi değişecek. Bu olursa nefesini keseceğim ve güçsüz anında Desire'a bir bakışımla seni parçalara ayırması gerektiğini anlatacağım ve sen benim yeteneğim yüzünden değil, parçalara ayrıldığın için öleceksin. Şimdi... Cevabını alayım."

  "Hava yerini sordu. Ben de ona doğruyu söyledim. Sana da demiştim. Buradaki her şey güven üzerine kurulu."

  Albina Desire'a baktı. Desire Vutertison'a doğru atlayıp onu duvarla kendisi arasında sıkıştırdı ve güçlü sesiyle yüzüne doğru kükredi. Albina'nın elini hissettiğinde geri çekildi. "Doğruyu söylediğin için teşekkürler. Ben de sizin gibi güvene önem veririm ve senin dostluguna güvenimi boşa çıkardın. Gerçi... Düşününce sen hep onların halkındandın. Bana karşı bağın yok ama bundan sonra seni yakınımda görmeyeceğim."

  Albina Vutertison'u duvara yaslanmış bir halde bırakıp Desire ile odadan çıktı. Aşağıya indiğinde Desire'ı dışarıya saldı ve yemek kokusunu takip edip büyük salona geldi. En az iki yüz kişi vardı masalarda. Albina hemen Hava'yı görmüştü. Salonun baş köşesinde Su ile birlikte oturuyorlardı. Albina yanlarına gidip önce ayakta durdu. "Günaydın."

  Albina bir sandalye çekti ve oturdu. Hava gülüyordu. "Sana da günaydın Ob Albina." Hava'nın Akrepol halkı gibi saygı kelimesi kullanması Albina'yı tebessüm ettirdi ve yemeğini yemeğe başladı. "Bugün ne yapacağız tam olarak?"

  Hava elindekileri bıraktı ve uzun, açık sarı saçlarının önüne gelen tutamlarını arkasına attı. "Uzun bir yolculuğa çıkacağız. Eşyalarını topla."

  "Nereye gideceğiz?"

  "Kıtanın diğer yarısında şu an kar yağıyor. İklimi önce değiştirecek ardından eski haline getireceksin."

  "Neden burada yapmıyoruz?"

  "Çünkü iklim değişikliği doğayı, dolayısıyla bizi etkiliyor. Orada ise kimse yaşamıyor. Gücünün farkında değilsin ama yapabileceklerimi, dolayısıyla yapabileceklerini biliyorum. Bu vereceğin zararları büyük ölçüde önleyecektir."

  Albina derin bir nefes aldı. Geldikleri gemi batarken havayı düzeltmek için elinden geleni yapmış ama başaramamıştı. Sonunun yine aynı olmasından endişeleniyordu.

  Albina yemeğini hızla bitirdi ve odasına çıktı. Eşyaları çoktan toplanmıştı. Albina hemen üstündeki kıyafetten kurtuldu ve üzerine deri, kolsuz cüppesini ve siyah pantolonunu giydi. Beline bağladığı silah kemerine çift hançerlerini yerleştirdi. Koluna da bağladığı şeritlerin içine küçük bıçaklar yerleştirdi. Saçlarının önünü ördü ve sıkıca bağladı. Ellerine deri eldivenlerini geçirdi. Kalın botlarını giydi ve pelerinini üstüne geçirdi. Sarayın önüne indikten sonra eşyalarını birkaç kişi at arabasına yüklüyordu. Hava at arabasına bindi ve Albina'ya baktı. "Hadi."

  "Ben sizi takip edeceğim." Albina Desire'ı az ileride buldu ve arabanın yanına geldiler. Hava birine işaret verdi ve işaret verdiği kişi koşarak uzaklaştı. "Tahmin etmiştim. Bu yüzden senin için annenin kaplanı için hazırlattığı malzemeleri istedim."

GİRİFT 2 : KoruyucularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin