Merhaba sevgili okurlarım bu bölümü değerli arkadaşım _hAsukurA_ a ithaf ediyorum. Kendisine güzel ve içten yorumları için çok teşekkür ederim ❤
Bölüm parçamız : Güliz Ayla'dan - Olmazsan olmaz diyoruz...
Ve sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum.
Keyifli Okumalar ❤
🍀🍀🍀
Ruhunu kaybeden, dünyayı kazansa ne çıkar ?...
🌊
Sen ki bayan, o deniz gözlerinde boğuldum.
🌞🌞🌞
2009 / Temmuz / İzmir Çeşme
Küçükken parka götürülmek verilen en büyük hediyeydi. Sorumluluk bilmez, hayatın kaidesi nedir bilmeden koşardık parka. Mesela salıncak, aslında her çocuğu özgür hissettirirdi. Özgürlüğün ne demek olduğunu bilmeden.
Aslında hayat, salıncağa binmek gibiydi. Çünkü yavaş sallansan daha hızlı olmak isteyecek, daha da hızlandığında düşmekten korkacaktın. İşte korkun baş gösterdiğinde salıncağın ipine can simidi gibi sarılacaktın. Tıpkı korktuğunda ailene sarıldığın gibi...
Ya ailen olmadığında kime sarılacaktın?
Yetim bir çocuğun kendine sarılmasıdır hayat. Artık ne özgürlüğü hissettirecek salıncak mutlu eder onu, ne de yükseklere çıkmak.
Elini tutacak, güven verecek dayanağın yoksa hayata karşı bir sıfır mağlupsundur.
Sara da hayata bir sıfır yenik başlayanlardandı. Ama o ne olursa olsun salıncağa binmekten asla vazgeçmedi. Yükseklere çıkmak ve her çıktığında o ipe sıkı sıkı sarılmasını bildi. Çünkü o ipi bıraksa onu düşmekten koruyacak bir babası yoktu. Ya da düştüğünde yaralarını öpüp saracak bir annesi yoktu. Evet onlar yoktu ama sırtını dağ gibi dayadığı, bundan sonra hep yanında olacağı ailesi vardı. Ve yeni yeni tanıştığı arkadaşları...
O beş yaşında hayata ne kadar mağlup başlasada onu alt etmeyi öğrenecekti...
O artık beş yaşındaki korkak kız çocuğu değildi.
Güneş, tüm heybeti ile İzmir'i esiri altına alırken, kuş cıvıltıları muazzam bir senfoni oluşturmuştu sokaklarda. Cıvıl cıvıl kelebeklerin etrafta renk gösterisi yapması ve insanların o cümbüşe ayak uydurması...
Sara da yüzüne vuran güneş ışığından nasibini alırken gerinerek yataktan doğruldu. Sıcağın vermiş olduğu etki ile terden sırılsıklam olmuştu. Okyanusu andıran mavi gözlerini ovalarken küçük bir çocuktan farkı yoktu. Ayaklarını yataktan indirip doğruldu ve odasında bulunan banyoya doğru ilerledi. Sıcaktan ve terden vücuduna yapış yapış olan ince askılı badisini ve şortunu çıkarıp kendini ılık suyun altına bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksik Kalan / Tamamlandı
Teen FictionBir Aralık sabahı, Güneş doğmayı unuttu İstanbul'a. Gökyüzü siyah çarşafına büründü. Beyaz olan düşler, boyandı kan kırmızısına. Bir çocuğun acı haykırışları yankılandı isli bir Aralık zamanında. Ölüm emrini verdi, yaşam son buldu. Ölümün soğuk nef...