Bölüm 20 : "Sen de Kimsin?"

5.4K 347 2.4K
                                    


Merhaba sevgili okurlarım...

Ve 20. Bölüme geldik... Gerek güzel yorumlarınız olsun, gerek kişisel attığınız mesajlar beni çok mutlu ediyor. Ve günden güne sizlerin sayesinde kitabımız büyüyor. Daha dün gibi hatırlıyorum 1K olunca içimdeki sevinci... Şimdi ise 6K'yı da geçtik. Beni bu yolda yalnız bırakmayan herkese çok teşekkür ederim.

Her biriniz iyi ki varsınız. 💙

Multi de güzel bir çalışmamız var...

O zaman bölüme geçelim...

İyi Okumalar 💙

💦

Bölüm : Sen de kimsin?

Fakat sen benim için kimsin?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Fakat sen benim için kimsin?

-Ateş mi?    Yoksa      -Gül bahçesi mi?

💦

Bir pazar sabahı...

Vakit güneşli bir pazar sabahına uyanma vakti. İçindeki neşe ve huzur ile. Pencerene vuran güneşin o muazzam ışınları, sana kalk diyor. Kalk ki günün aydın olsun. Sokakları, ağaçları, evlerin odalarını ışığımla ısıttığım gibi seninde yüreğini sıcacık etme vakti...

Bir pazar sabahına merhaba deme zamanı...

Ve Sara bir pazar sabahına, perdesinin aralık kısmından sızan güneş ışınları ile gözlerini ovalayarak açtı. Minik bir kız çocuğu gibi önce ellerini yumruk yapıp gerindi, sonra saçlarını karıştırdı. Masmavi gözleri aralık perdeden sızan güneş ışığı ile buluştuğunda gözlerini kısıp güne huzurla uyanmanın keyfi vardı. Bir süre güneş ışığına baktığından dolayı gözlerini odaya çevirdiğinde karanlık sarmıştı. Gözlerini bir süre yumup o şekilde durdu ve kendine gelmeyi bekledi.

Ve sonra kafasına bir gerçek dank etti...

Bugün ailesi ile Yusuf'u tanıştıracaktı. İçinde amansız bir heyecan baş göstermişti. Midesinde kelebekler uçuşuyor, kalbi ise dört nala koşan at gibiydi. İki elinide sol göğsüne götürdüğünde var gücü ile sıktı.

"Sakin ol," diye kendine telkin vermeye başladı. Bir süre o şekilde kendine gelmeyi bekledikten sonra gözlerini açtı. Üzerindeki ince yorganı yana atıp içinden çıktı. Giydiği pembe pijama takımı ile bir çocuk havası şeklinde yataktan kalkıp kollarını iki yana açarak gerindi. Aynı zamanda tatlı bir esneme ile yüzünde şapşal bir gülümseme peydah oldu.

"Bugün çok güzel bir gün," dedi ve ayaklarına pembe terliklerini giyip penceresine doğru ilerledi. Her ne kadar kışın ortasında olsalarda bugün bir yaz havası vardı. Sanki Sara'nın yüreği gökyüzüne misafir olmuştu. Perdeyi çekip penceresini açtı ve odasından içeri güzel havanın esintileri dolmaya başladı. Penceresi boydan boya olduğu için önündeki balkon tarz korkuluğa tutunup derince bir nefes aldı. Uçuşan kuş sesleri, ağacın ahenkle dans etmesi ve yaprak hışırtıları kulağa resmen sevilen en güzel melodi gibi geliyordu. Bir süre o şekilde durup bol bol akciğerlerine oksijen çekti.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin