Bir Aralık sabahı, Güneş doğmayı unuttu İstanbul'a.
Gökyüzü siyah çarşafına büründü.
Beyaz olan düşler, boyandı kan kırmızısına.
Bir çocuğun acı haykırışları yankılandı isli bir Aralık zamanında.
Ölüm emrini verdi, yaşam son buldu.
Ölümün soğuk nef...
Merhaba sevgili okurlarım... Yeni ve geçmişten kopup şimdiki zamandan başladığımız bölüm. Sizi bol heyacanlandıracak bölüm ile geldim. Umarım beğenirsiniz ❤
Bu bölümü beni asla yalnız bırakmayan her daim yanımda olan, catti-brieyenibirsabah arkadaşlarıma ithaf etmek istiyorum. ❤ İyi ki varsınız.
Bölüm şarkımız : Cem Adrian- Birsen Tezer / Beni Hatırladın mı?
Her acı zamanla geçmez, Her giden mutlaka dönmez... ...
Her ateş küllenip sönmez Her yara bir gün iyileşmez Her umut yine yeşermez Artık hiç inanmayınca...
🌊🌊
Saklı kalan ne çok şey var oysa, Mesela bir deniz kabuğunda, Ya da uçuk mavi bir hikaye içinde...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌊🌊
2018 / Haziran / İstanbul Şimdiki Zaman
Hayat bitti dediğimiz yerden başlardı. Bitti, bu son desekte ummadığın bir anda sana büyük bir oyunla geri dönerdi. Hayatın planları vardı, tıpkı bizimde planlarımız olduğu gibi...
Senin kurduğun planlarla hayatın kurdukları örtüşmezdi. Hayat seninkini bertaraf ederken, sen sana çizilen hayatı yaşamakla hükümlüydün.
Hayat, Sara'ya en büyük oyununu yıllar önce oynadığını sanırken, asıl planları yeni başlıyordu. Ne dur diyecek gücü olacaktı, ne de kalbi. Ona sunulan hayatı yaşayacak, çizilen yönü kendi belirleyecekti.
Bir kelebek olacaktı...
Ya bir avuçta hapis kalacak...
Ya üç günde olsa ömrü özgürce yaşayacaktı...
Zaman...
Öyle akıp geçmişti ki yıllar birbirini kovalamış, takvimden yaprak bir gün daha eksilmişti.
Mevsimler değişmiş, yıllara yeni tarihler atılmış ama Sara güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemişti.
O artık yirmibeş yaşında hayatı dolu dizgin yaşayan genç ve olgun bir kızdı. Gerçi küçükkende öyle değil miydi?
Liseyi derece ile bitirmiş, İstanbul Ünivesitesini tam burslu olarak okumuştu. Dört yılın meyvesini eline aldığı diploma ile taçlandırmıştı. Ve artık hayallerini adım adım gerçekleştirme yönündeydi. Ama şu vardı ki okulu bitirip psikolog olmasına rağmen mesleğini yapmamış, annesi ile herzaman hayalini kurduğu cafesini açmıştı.