Bölüm 44 : Yarım Kalanlar...

1.9K 248 1K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım.

Duygusu yoğun bir bölüm ile geldim. Bu bölümü sadece Tutku ve Çağrı'ya ayırdım.

Ufak tefek hatalarım var ise affola. Direk kontrol etmeden atıyorum. Çünkü sizi daha fazla bekletmek istemedim.

Bu arada yeni başladığım hikayem Ay ışığı(yarı texting) olan kurguma herkesi beklerim...

Bölüm parçaları..
Seyithan&Duygu - Ölem ben
Şebnem Ferah - Hoşçakal

Bu parçaları dinleyerek okuyunuz...

Keyifli Okumalar 💙

Bölüm 44 : Yarım Kalanlar...

"Ve ayrılığın adı, HOŞÇAKALSen gittikten sonra hoş kalırım mı sandın?" (Can Yücel)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Ve ayrılığın adı, HOŞÇAKAL
Sen gittikten sonra hoş kalırım mı sandın?" (Can Yücel)

🔥

Kuşlar, papatyalar ve gökyüzü... Geçiçi ama çok sevilen. Ne bir kuş, ne bir papatya ne de o huzuru kokladığımız gökyüzü olamayız. Ama olmak isteriz. Birilerinin çok sevileni...

Ve en kötüsü de nedir biliyor musunuz? Bu hayatta bize biçilen nokta, çekip gidenlerin arkasından alışmak zorunda kalanlar oluruz. Yani Eksik Kalan oluruz. Yarım bırakan değil, yarım bırakılan oluruz.

Sonra çekip gidenlerin arkasından özlem duyarız. Bazı çekip gitmeler istemeyerekte olsa, gidilmiş olur ama acısı bir tek kalana zor olur. Ve hep özlenen değil de, özleyen olur kalırız.

Ah be üstad! Biz neden hep kanadı kırık kuş oluyoruz. Neden kaldırım taşının kenarında kalan ve ezilmeye mahkum çiçek oluyoruz.? Biz neden ağlayan gökyüzü, ömrü bir gün olan kelebek oluyoruz?

Oysa ne güzel gülüşlerimiz varken, neden gözyaşına düşen gülüşlerimiz oluyor? Neden saçlarını kestirenler oluyoruz?

Cümleler bile onunla güzel diye uzun soluklu konuşmalar varken, neden başından savma konuşmalara mahkum oluyoruz?

Biz neden aşkları dillere destan hikayeler olup satır satır kitaplara konu değil de, ayrılık mektuplarına misafir oluyoruz? Mektupların acıları, yaşları, ve haykırışları oluyoruz...

Ve ne garip ki, o ince uzun bir hayatta zamanın hatırlanmayan kısmında oluyoruz. Gökyüzü olamayız ama, gökyüzünden süzülen hüzün oluyoruz.

Dedim ya, bize kalan acıdır ve yarım yaşanmışlıktır.

An gelir, sen hüzün olursun, acı olursun, ağladığında yastığın ıslanan yüzü olursun. Üşüyen oluruz, yalan oluruz, yanan oluruz, yalanlara inanan oluruz.

Öyle ki, ölenlere inat, biz gözlerimizi yummadan ölenler oluruz!

Şimdi genç kız, yalanlara inanan olmuştu. O yalanlar onu yakacaktı. Belki de ayakta duramayacak, ölmese de ruhu ölen genç kız olacaktı.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin