Bölüm 40 : Kaçırılma!

2.5K 240 964
                                    

Merhaba sevgili okurlarım.

Hızlı bir bölüm yayını oldu. Sizi çok bekletmek istemedim. Umarım desteklerinizi esirgemezsiniz. Oylarınızı bekliyorum.

Bu bölümle birlikte kitabı yarılamış oluyoruz. Bu bölümden sonra bizi hareketi bol bölümler beklemektedir. Umarım bölümü beğenirsiniz.

Multi : Demir...

Keyifli okumalar...

🔥

Bölüm 40 : Kaçırılma!

"Kaçmak gerek bazen; biraz kendinden, çokça insanlardan."

🔥

"Demir, Yusuf'a ne zaman söyleyeceğiz?" İki genç yeni yeni batan güneşin altında, sahil kenarında el ele tutuşmuş yan yana oturuyorlardı. Sude'nin sorusu ile gözleri denizin mavi derinliklerinden ayrıldı ve sevdiği kızın gözlerini buldu.

"Bilmiyorum güzelim. Sanki Yusuf'a ihanet etmiş gibi hissediyorum."

Sude hırsla bıraktı elini. Tamamen yüzünü genç adama döndü ve öfke ile soludu.

"Pişmansın yani?" diye sordu. Gözleri her ne kadar öfkeli olsa da yüreği sıkışıyor içinden ise defalarca pişman olmamasını diliyordu. Korkusunu belli etmek istemesede onun ses tonundan Demir anladı. Hemen uzandı ve sevdiğinin çehresini iki yandan avucunun içine aldı.

"Asla pişman değilim. Bu eli tuttum bir kere, bir daha bırakmam. Sadece o benim dostum Sude. Bazı durumlarda sürekli bana seni emanet etmişken, gelirde bunca yıl arkamdan iş mi çevirdiniz diye sorarsa? Emanete böyle mi sahip çıktın, göz koyarak mı? Diye sorarsa." Yutkundu ve gözlerini yumdu. Sude ise yanaklarındaki ellerin üzerine ellerini koydu ve yüzünden uzaklaştırdı. Ama ellerini sevdiğinin ellerinden çekmedi. Onları sıkıca tuttu ve güç vermek ister gibi sıktı. Onu anlıyordu.

"Anlıyorum seni. Ama Yusuf anlayışlıdır. Anlatsak anlar bizi eminim."

"Tabii ki anlar ama yine de yüreğinde bir yerler de bana karşı olan güveni azalacaktır."

"O zaman şöyle yapalım," dedi genç kız kararlı bir sesle. Demir ise gözlerini kıstı ve genç kızın söyleyeceklerine dikkat kesildi.

"Bir süre gizleyelim. Ama bu zaman zarfında da Yusuf'u bu duruma hazırlayalım. Eğer pat diye söylersek o zaman daha kötü olabilir." Düşündü genç adam. Kızın söyledikleri mantıklıydı ama, aması vardı işte. Her gün onun gözünün içine bakarak yalan söylemekte, onun arkasından iş çevirmekte istemiyordu.

Sonra elini tutan sıcaklığa baktı. Bir süre kenetli ellerinde takıldı gözleri. Daha sonra tekrar buldu gözleri sevdiği kızın gözlerini.

"Tamam kabul." Demir, sevdiği kızın gözlerinde gördüğü hisler ile bir süre daha susmayı seçti. İçinden ise defalarca bir süre daha diye tekrarladı. Gülümsediler birbirlerine. Daha sonra kendisine doğru çekip sıkıca sarıldı. Saçlarından gelen buram buram kokuyu ciğerlerine çekti. Başının üzerine öpücükler kondurdu.

Batan kızıl güneşi ilk kez, sarılarak ve birbirlerine aşk sözleri fısıldayarak izlediler.

...

"Abi ne zaman dönüyorsunuz İstanbul'a? Biliyorsun benim iki gün sonra dönmem gerekiyor. Şu ihale işi yüzünden," dedi ve yüzünü buruşturdu. Maalesef tatilini erken bırakıp gitmek zorundaydı Demir. Çünkü Haşim Beyin sonunu düşünmeden girdiği ihale şirketi ve onları bayağı bir çıkmaza sokacaktı. Bu yüzden Demir gidecek işleri halledecekti. Yusuf ise elleri cebinde düşünceli bir vaziyette havuza bakıyordu. Gözleri havuzdaydı evet ama gördüğü kesinlikle havuz değildi. Bakışları boştu ama zihni doluydu. Bu yüzden Demir'in söylediklerini duymadı.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin