Bir Aralık sabahı, Güneş doğmayı unuttu İstanbul'a.
Gökyüzü siyah çarşafına büründü.
Beyaz olan düşler, boyandı kan kırmızısına.
Bir çocuğun acı haykırışları yankılandı isli bir Aralık zamanında.
Ölüm emrini verdi, yaşam son buldu.
Ölümün soğuk nef...
Multi : Kapak çalışması... Bu güzel kapağı yapan ehehezaaa canıma çok teşekkür ederim. Ellerine ve emeğine sağlık. 💕 Ve muhakkak sevgili okurlar kitaplarına bakmanızı tavsiye ederim. Her biri birbirinden güzeldir.
Bölüm parçaları... Cem Adrian - Kurtar beni 🎶 Melek mosso - Hiç ışık yok 🎶
Keyifli okumalar..
Bölüm 41 : Ölüm Meleği...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ölmek istemiyorum, ölüm meleği."
🔥
"Allah kahretsin!"
Yankılandı odanın içinde çaresizliği... Solunda, sağında öfke. Önünde sisli bir perde. Yumruk oldu elleri, yakmak yıkmak ister gibi.
Haykırmak, koşmak istedi.
Yanında olmayan ve nerede olduğunu bilmediği, canından can olan kadına...
İçinde oluşan hisleri bir süre susturmak istedi. Şu an sadece mantıklı düşünmesi gerekiyordu. Ne kadar beyni devreye girsede bir şekilden sonra kalbi her bir uzvunu ele geçiriyor o zaman da kendini çıkmaz bir sokakta buluyordu.
Kemikli ve yapılı ellerini sert bir şekilde yüzüne vurdu ve sıvazladı.
Karşısındaki adam sessiz ve üzgün bir şekilde onu izledi. Ne dese de ne yapsa da onu ikna edemeyeceğini biliyordu. Ama bir şekilde denemek istedi.
"Sakin ol kardeşim. Kamera kayıtları şimdi gelir," dedi.
Sesli bir soluk koyverdi odanın içerisine. Karanlık ve soğuk gözleri buldu arkadaşını.
"Kaç dakikadır nerede kaldı bu görüntüler? Uzaydan mı geliyor Okan?" diye sordu. Sesindeki tını ürkütücü derece de olsa da karşısındaki adam onu tınlamadı bile.
Yıllardır birbirlerini tanırlardı. Antalya'ya her ayak bastığında soluğu kesintisiz Okan'ın yanında alırdı. Tatil de beraber takılırlar ve o yaz hiç ayrılmazlardı. Tabii Yusuf İstanbul'a gelse bile bağları kopmaz, telefon da sürekli irtibat hâlinde olurlardı.
Yusuf'u ilk kez böyle görüyordu. Şaşırdı önce, daha sonra idrak etti her şeyi tane tane.
Gençliğin hızlı gonzalezi aşık olmuştu. Gülmek istedi bu duruma. Karşısındaki adam endişe ve korkunun içine hapsolmuştu. Sonra bir düşünce ceyran etti zihninde.
Yusuf değişmişti hem de fazlası ile.
Yusuf gerildikçe gerildi. Her dakika her saniye de hop oturup hop kalktı. Kalbinde ince bir sızı oldu.
