Bölüm 16 : Yarım Kalan Geçmiş

7.7K 978 3.3K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım.

Multi de çok güzel bir çalışma var. Bu çalışmayı yapan 354elida değerli arkadaşıma çok teşekkür ederim. Ellerine ve zaman ayırıp yaptığın emeğe sağlık canım ❤ Bu arada lütfen yazdığı kitaplara da muhakkak bakın. Her bir kitabı muhteşem ve muazzam...

Herkese iyi okumalar dilerim...

💦

Bölüm 16 : Yarım Kalan Geçmiş

"Oysa, seninle yarım kalan ne varsa tamamlamaya geldim. Bir söz, bir gülüş ve kırıkta olsa bir aşk."

"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Zifiri karanlık gecede parlayan yıldızlar, aşka yol oldu. Ay yıldızlara hayat verdi, yıldızlar onun önünde boyun eğdi. Sonra o yıldızlar gökyüzünde insanoğluna, umut her zaman var demenin işareti oldular. Yol çizdiler, yol gösterdiler. Kimisi o yolda ilerlerken, kimisi o yolda durup dilek diledi.

Ve öyle bir yol vardı ki...

Aşk yolu...

Umutsuzlara umut, dertlilere şifa oldu. Hayat bitti, bu sefer son diyenlere, inat edip bir adım daha at cesareti doğdu.

Aşk damarlarda öyle kusursuz ilerledi ki, sadece kalbi değil beyni de ele geçirdi. Bir yılanın kıvranması gibi süzüldü damarlarda. Buna eşlik eden ise gökyüzünün gecesine karışan yıldızlar oldu.

O gün o mezarlıkta şahitlik ederken gecenin bekçileri, iki el tek bir elde buluştu. Yürüdüler... Durmadan, yorulmadan yürüdüler.

"Yarın her şeyi konuşacağız," dedi genç kız. Yusuf, sarı saçları yüzüne gelen genç kızı izledi bir süre, daha sonra parmakları ile saçlarından tutam alıp kulağının arkasına sıkıştırdı. Güzel yüzü geceye inat parlarken, Yusuf'un kalbi de güneş gibi parlamıştı.

Mezarlıktan ayrıldıktan sonra çok oyalanmadan yola koyulan genç çift, suskun bir vaziyette yolculuk ettiler. İkisi de aslında o an için sadece olanları düşünüyordu. Çok geçmeden Sara'nın evinin önünde arabasını durduran Yusuf, bir süre karşı tarafı izledi. Ne Sara indi, ne Yusuf iyi geceler diledi. O arabanın içinde iki aşıkta sus pus olup bir süre sessizliği dinledi.

"Sabah seni almamı ister misin?" diye sordu Yusuf. Sara ise sadece gülümsedi ve başı ile onu onayladı. Yusuf buna mutlu olurken esmer ve kemikli parmakları kızın pürüzsüz teni ile buluştu. Sara yüzüne değen parmaklar ile bir an gerilsede daha sonra gözlerini kapatıp gevşedi. Şu an onlar için bu ortam huzurun tam adresiydi.

Sara bir süre sonra gözlerini açarken artık gitme vaktinin geldiğini düşündü. Ne kadar kara gözlüsünün yanından ayrılmak istemesede yorgunluk ve yarının ona katacakları ile bir an uyumak istedi. Yusuf da bu gökyüzü gözlü kızdan ayrılmak istemiyor, ama onun bugün yaşadıklarını düşününce ona kıyamıyordu.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin