Bölüm 27 : Kaybetme Korkusu

3.7K 310 2K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Ve yeniden ithaflara geri dönüyoruz ❤ Bu bölümü benim için değerli olan polyannnaaa222 ithaf ediyorum. Bu arada Yaramızda Kalsın kitabına bakmanızı tavsiye ederim...

Bir mesajla kesişti yollarımız. Kitabımı tanıtmak için atılan bir mesaja kırmadan ilgi ile cevap vermiş, şimdi de iyi ki mesaj atmışsın iyi ki kitabına davet etmişsin diyen sevgili okurum, mükemmel insan sadeceben130 a bu bölümü ithaf etmek istiyorum. İyi ki varsın ❤ Güzel yorumların ve desteğin için teşekkürler güzel insan ❤

İthaf isteyenleri buraya alabilirim... Kimler gelecek bölüm de yer almak ister?

Multi de... Güzeller güzeli Sara'mız...

Cem Adrian & Şebnem Ferah - İnce Buz üstünde yürüyorum 🎶
(Multi de var, açabilirsiniz.)

Keyifli okumalar 💕

✨✨

Bölüm 27 : Kaybetme Korkusu

"Gökyüzüne hasret kanatları kırık bir kuş gibi umutlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Gökyüzüne hasret kanatları kırık bir kuş gibi umutlar."

İçinde koca bir gökyüzü vardı; kasvetli ve karanlık. O gökyüzünü maviye boyamak istedi, ama ona sunulan siyahtan başkası değildi. Sonra o gökyüzünü barındırdığı içinde bir korku hüküm sürdü. Karanlık gibi benliğini ele geçiren bir korku...

Kaybetme korkusu...

Kor gibi yüreğine düşmüştü. Her dakika her saniye korku ile yaşamıştı genç adam. Yeni kavuştuğu mavi gözlü güzelini kaybetmekten korkmuştu. Nakış nakış işlemişti.

Bir insanı kaybetmek için önce kazanmak gerekirdi. Peki o güzel gözlüsünü kazanmış mıydı?

Kazanmak için aralarında sır olmaması gerekirdi. Ama onların hayatında koca bir sır vardı. Hem de balçık gibi dibine çeken. İçinde onu yiyip bitiren bu sır, canhıraş içinde kalmasına neden oluyordu.

Genç adamın sırları vardı...

Bu sırrı ortaya sermeden onu kazandım diyemezdi. Mavi gözlerine ne kadar aşk ile baksada o siyah gözlere baktığında içindeki yakarışları görecekti.

Direksiyon hakimiyetini korurken parmak boğumları beyazlamıştı. Direksiyonu öyle bir sıkıyorduki yüreğimde fırtına var diyordu. Bu fırtına yapraklarımı savuracak ve ben ağacın gövdesi misali çıplak kalacağım.

Nefret ve öfke ile direksiyona defalarca vurdu. "Kahretsin!" Arabanın içinde yankılandı küfür ve çaresizlikleri. İstanbul trafiğinden de aradaki mesafeden de bir kez daha nefret etti.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin