Bölüm 28 : Acı Gerçekler

3.6K 321 1.4K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım...

Multi : Yusuf Eymenli..

Bölüm parçamız : Cengiz Özkan - Değme Felek 🎶

Keyifli okumalar ❤

🥀

Bölüm 28 : Acı Gerçekler

"Kılıçtan keskin acı gerçeklerim var!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Kılıçtan keskin acı gerçeklerim var!"

🥀

"Benim Ahu. Çağrı'nın arkadaşı."

Bazen insanın boğazına düğüm gibi oturan şeyler vardır. Bir söz, bir isim bazen de bir özlem...

Bir isim bu kadar mı yakardı? Bu kadar mı içindeki alevlerin harlanmasına neden olurdu? Sözsüz bir yakarış vardı ciğerinin en karanlık derinliklerinde. Şu an o boş odada elinde telefon gözlerinde nem diğer hattaki kişinin neden aradığını sorguluyordu.

Cidden ne diyecekti?

"Sevgilimin hayatından defol mu?"

Zaten gitmemiş miydi? Hem de bir hoşça kala sığdırmıştı tüm sevdasını. Sevdası yarım, hayalleri eksik kalmıştı. Bir çift göze tutsak iken şimdi o gözlere hasret kalmıştı.

Şimdi bu kadın onu neden arıyordu? Onun yanında onunla o uzak ülke de beraber değil miydi? O onun acısını tek başına bu koca ülkede yalnız geçirirken o sefasını sürmüyor muydu?

Tam acılarım dindi derken, neydi şimdi yeniden kanatan?

"Sen... Sen beni neden arıyorsun?" diye sordu. Sesinde titreme, sesinde acı, sesinde nefret tohumları vardı.

Ahu, Çağrı'ya kızdı o an. Tanımadığı bir kız şu an ondan nefret ediyordu. O bu nefreti hak etmesede arkadaşının istediğini yapmak zorunda kalmıştı. Ama son olanlardan sonra artık daha fazla susamazdı. Tutku'nun telefonu kapatmasından korkarak hemen söze başladı.

"Tutku seninle konuşmam gereken önemli şeyler var."

"Önemli mi?" diye sordu. Oturduğu sandalyeden kalkıp bedenini hareket ettirdi. Odasında bulunan pencerenin önüne gittiğinde şimdi tüm şehir ayaklarının altındaydı.

Bir zamanlar kendini bulutların üzerinde zannederken, bir adam onu çok güzel yerle yeksan etmişti.

Şimdi ise ne bulutlar, ne de gök kubbedeki o güneş mutlu ediyordu onu...

"Çağrı hakkında," dediğinde bunu nasıl söyleyeceğini düşündü. O kadar zordu ki, "O ölüyor," demek. O kadar zordu ki, "Sana ihtiyacı var. Belki de son dakikalarını, son saatlerini yaşıyor," demek. Ama söylemeliydi. Onun iyiliği ve yaşama tekrar dört elle sarılması için bunu yapmak zorundaydı.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin