Bölüm 38 : Aile...

2.9K 248 1.1K
                                    


Merhaba sevgili okurlarım, uzun bir bölümle geldim. Umarım beğenir ve keyif alırsınız ❤

Keyifli okumalar ❤

🔥

Bölüm 38 : Aile...

'Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, buğulu bir cama güneşi çizebilmektir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Yaşamak gecenin tüm karanlığına rağmen, buğulu bir cama güneşi çizebilmektir.'

 - Alfred Tennyson

🔥

Cellat...

Kurbanının boynuna ipini geçirmiş, sandalyeyi tekmeleyecek ve son nefesini verip onun acı içerisinde çırpınmasını sağlayacak o günü sabırsızlıkla bekliyordu. Oysa hayat hiç ummadığın anda ummadığın şeyler yaşatmakta ustaydı.

Çünkü, cellat iken kurban olma ihtimalin yüksekti.

Bir bakmışsın o ip senin boynuna dolanmış, son nefesin dudaklarında asılı kalmışta farkında değilsindir.

Cellat gerildi öyle ki bedeni gibi kolları da sıkılaşmış, genç kızın canını yakar olmuştu. O bunun farkında değildi. Gözlerinde ki ateş, zaten sıcak olan havayı daha da harlarken Sara bu durumdan rahatsız oldu. Bedenini ne kadar hareket ettirsede ne doğrulabiliyor, ne de adam elini gevşetip genç kıza yardımcı oluyordu.

"Elinizi çekin!" diye sert ve otoriter sesi ile konuştu. Sarp ise duymamış, genç kızın okyanusu andıran hatta kendisinden kat be kat daha güzel olan gözlere takılı kalmıştı.

"Size elinizi çekin dedim!" Tek tek ve tane tane söylediği cümleler adam da balyoz etkisi yaratırken sanki güneşe bakmış gibi önce gözlerini daha sonra da ateşe değmiş gibi aniden ellerini çekti. Sara çekilen eller ile bir anda dengesi sarsılsada çok geçmeden duruşunu sağladı. Elleri saçlarına gitti ve önüne gelen saçları kulağının arkasına aldı. Onun dışında her yere bakan adama sert ve öfkeli gözlerini dikti.

Sarp ise sinirli bir şekilde ellerini yumruk yapmış, gözlerini genç kızdan uzak tutuyordu. Bu siniri kimeydi? Kıza mı? Yoksa o kızın gözlerine tutsak kalan kendi gözlerine mi?

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?" diye sordu genç kız. O an adamın gözleri buldu genç kızın gözlerini...

"Düşmekten kurtardım. Böyle mi teşekkür ediyorsunuz?" Dudağının kenarını alayla kıvırdı. Dalgayla söylediği cümleler genç kızı sinirlendirirken adama hâlâ çok yakın olduğunu farketti. Bir adım geri çekilirken öfkeli sesi ile konuştu.

"Siz aniden arkamda belirmeseydiniz ben size çarpmayacaktım. Kurtarmaya gelince de, kurtarmış olsanız bile bu size özel alanımı işgal etmeniz anlamına gelmiyor!" Genç adam kızın her cümlesi ile daha çok keyif almış, yüzündeki sırıtma daha geniş gülümsemesine yol açmıştı.

Eksik Kalan / TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin