Bir Aralık sabahı, Güneş doğmayı unuttu İstanbul'a.
Gökyüzü siyah çarşafına büründü.
Beyaz olan düşler, boyandı kan kırmızısına.
Bir çocuğun acı haykırışları yankılandı isli bir Aralık zamanında.
Ölüm emrini verdi, yaşam son buldu.
Ölümün soğuk nef...
Merhaba sevgili dostlarım... Yeni ve heyecanlı bir bölüm ile geldim. Bölümler arasını çok uzun tutmak istemiyorum ama siz ne kadar bana destek olursanız bölümler de o kadar hızlı gelir.
Bu bölümü benim için değerli olan ve Oyuncu adlı kitabın yazarı DepresifDeliii ye ithaf ediyorum. ❤ Muhakkak kitaplarına bakmalısınız, asla pişman olmazsınız ❤
Multi de : Yusuf'umuz var ❤ Bir maşallah diyelim 🤣🤣
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gökyüzü tüm ihtişamı ile yeni güne parlaklığını sunarken, güneşte kasım ayına inat bulutların içinden fırlayıp dünyayı aydınlatıyordu. Güneşin keskin sıcaklığı sonbahara inat evlerin pencerelerinden süzülüp yuvaya bir sıcaklık yayıyordu. Bu evlerden birisi de Yaman ailesiydi.
Sara, odasının penceresinden süzen güneşin ışınları ile gözlerini zorlukla açtı. Yatağında gerinip esnerken kısık gözler ile perdesinin aralığından gökyüzünün aydınlığına baktı. Yüzündeki gülümseme ile yatağında doğrulup ayaklandı. Ayakları pencere önüne giderken, yüreğinde de kıpır kıpır hareketlenmeler vardı. Gün onun için aymıştı, belki de bunu çok erken söylemişti. Bordo renkli perdesini tamamen açıp güneşin odaya dolmasını sağladı. Penceresini de açtığında ılık bir esinti yüzünü yaladı. Pencere pervazına ellerini uzattığında gözlerini kapatıp eşsiz havanın kokusunu çekti. Sanki bahar yeniden gelmiş ve gönlüne de çiçeklerini ekmişti.
Ciğerleri bayram sevinci ile temiz havayı çekerken içine, gece gördüğü rüya geldi aklına. Başlarda kabusun taa kendisi olan rüya, sonlara doğru bahar gibi çiçeklerini açmıştı. Bir gülümseme sararken yüzünü, gözlerini açıp gökyüzüne baktı. İçinden şükürler sunarken Rabbi'ne sağ eli kalbine gitti. Kalbindeki eşsiz atış ile yutkunurken geri adım atıp pencereyi kapadı. Odasından dolabına doğru ilerledi ve giyeceklerini alıp hazırlanmaya başladı. Bugün gitmesi ve konuşması gereken biri vardı.
Hazırlığını tamamlayıp odasından çıktı. Giydiği dizlerinin altında biten kahverengi bol kesim eteği ve üzerine giydiği beyaz dar kesim kazağı ile uzun olan boyunu daha ortaya sermişti. Kahve çizmeleri ile kombinini tamamlarken kazağının üzerine taktığı uzun kolyesi ve sarı saçlarına taktığı beyaz bandana ile güzelliğini gözler önüne seriyordu. Merdivenlerden inip, mutfaktan gelen sesler ile yönünü oraya çevirdi.
Leyla Hanım, yüzünde tatlı bir gülümseme ile kahvaltı hazırlıyordu. Üzerine geçirdiği mutfak önlüğü ile tatlı tatlı işine dalmışken, Sara sessizce ilerledi arkasından. Bir süre sonra yengesinin belinden sarılıp yanağına kocaman bir öpücük kondurdu. Leyla Hanım sıçrarken, "Aklımı aldın deli kız," diye söylendi. Sara'nın kokusu ile gevşerken onu görmesi ile tekrar gülümsemeye devam etti.
