Bölüm 1

1.7K 90 8
                                    

Aşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar.
Goethe

Ilk 3 bölümü atlamadan okumanızı tavsiye ederim. Olaylar oradan itibaren gelişecektir.Yorumlarınızı bırakmayı unutmayın lütfen..🧡

~~~

İLK DEFA TAŞINMIYORDUK. Daha öncede ev veya şehir değiştirdiğimiz olmuştu. Çoğunluğu babamın işleri ya da bilmediğim,bana söylenmeyen bir çok sebeptendi. Ama bu seferki diğerlerinden oldukça farklıydı. Bu sefer hayatımız tamamen altüst olmuş bir şekilde düzenimizi değiştirmek zorunda kalıyorduk. Ayrıca babam yanımızda yoktu.

Bunları düşünürken elimde kalan son küçük valimizin kulpunu daha sıkı kavradım.Babamı düşünmek boğazımdaki hiç gitmeyen yumrunun daha da büyümesine yol açıyordu.Gözlerimi büyük ve gösterişli evimizden zorla ayırıp taksiciyle konuşan anneme baktım.Muhtemelen iki taksinin gereksiz olduğunu, valizlerimizin bir arabaya sığabileceğini konusunda adamı ikna etmeye çalışıyordu. İç çekip annemin yanına doğru gittim. Eğer ben ikna çabalarını bölmezsem akşama kadar burada dikilebilirdik.

"Anne,hadi artık! Eşyalarımız bizden önce eve varacaklar." Mobilyalarımız kamyonla arkamızdan geleceklerdi. Ama bu gidişle oraya vardığımızda bizi bekliyor olacaklardı.

"Sen arabaya geç Feza. Valizin de yanında kalsın." Yorgun görünüyordu. Bütün gece uyumadığı gözlerini çevreleyen mor halkadan belli oluyordu.Koyu renk saçları özensiz bir şekilde bir tokayla tutturulmuştu. Aylar öncesi olsaydı eğer annem o halkaları kapatmadan asla dışarı çıkmazdı Onu böyle görüyor olmak kendimi daha çaresiz hissetmeme neden oluyordu. Sanki hiçbir şeyi bir daha asla geride bırakamayacakmışız gibi.

Hafif bir baş hareketiyle onaylayıp arka koltuğa kuruldum. Valizimi ayaklarımın altına aldım.Büyük ihtimalle diğerleri yanıma yığılacaktı çünkü. Bagajın sert kapanma sesini duydum ve ardından diğer tarafımdaki kapı açıldı. Şoför homurdanarak kalan iki valizi de yanımdaki boşluğa yerleştirdi. Annemin ikna kabiliyeti tartışılamazdı.

Şoförde arabaya binip klimayı çalıştırdı. Vücuduma vuran serin hava az da olsa rahatlamamı sağladı. Annem hala bahçe kapısının önündeydi başı hafif eğik bir şekilde eve doğru bakıyordu. Gözlerime hücum eden yaşları bastırdım.Bu evde o kadar uzun süre kalamamıştık ama babamın hayallerine göre inşa edilmişti ve her köşesinde onun emekleri vardı. Başımı ön cama doğru çevirdim. Bir an önce gitmek istiyordum. Başımıza gelen her türlü felaketi artık geride bırakmak istiyordum. Lanet olası hayatıma devam edebilmek istiyordum.

Kornanın sesiyle kendine gelen annem sırtını dikleştirip arabaya doğru ilerlemeye başladı.Ön koltuğa kurulup derin bir nefes aldı.Uzanıp annemin omzunu sıktım.Bana doğru bakmadan sadece elimi tutarak cevap verdi. Gözyaşlarını saklamadığını umdum.

Araba hareket ettiğinde başımı iyice geriye yaslayıp gözlerimi kapattım.İyi şeyler düşünebilmek istiyordum.Bunun hayatımızın bir dönüm noktası olduğunu ve artık her şeyin bizim lehimize gelişeceğine inanabilmek istiyordum. Babam olsaydı öyle yapardı çünkü. O asla umutsuz bir insan olmamıştı.En kötü zamanlarımızda bile her seferinde daha da güçlenerek çıkıyordu sanki karşımıza. Onun gibi olabilmeliydim. Gökhan Akdoğan'ın kızı olduğumu asla unutmamalıydım. Hiç değilse annem için güçlü durabilmeliydim.

İç çekip telefonumu kontrol ettim akşam üzeri olmadan oraya varabilmek istiyordum. Gideceğimiz yer hakkında bildiklerim sınırlıydı. Annemin bana anlatmadığından değil tabi sadece benim orayı umursamamamdan kaynaklanıyordu. Şehrin biraz dışında olduğunu ve annemle babamın ben doğmadan önce kısa bir süre orada yaşadıklarını biliyordum.Eski evimiz gibi asla olmayacaktı. Kendime ait bir banyomun bile olmayacağını biliyordum. Kocaman bir salonumuz yada bir havuzumuz olmayacaktı. Bunlar için üzülmüyordum. Ya da üzülmeyi uzun bir süre önce bırakmıştım. Halihazırda bir derdiniz varken başka büyük bir sorun yine sizi bulunca eskisi gözünüze artık o kadar büyük gelmezdi çünkü.

Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin