Ancak Taşkın söz konusu olduğunda hiç bir zaman mantığımla hareket etmemiştim.Onu başımla onayladım ve "Tamam." dedim. Yanıma gelip elimi tuttuğunda itiraz etmedim. Beni merdivenlere yönlendirirken Bahadır ve Selen'in şaşkın bakışlarını arkamızda bırakmıştık.
Sadece elimi tuttu ve kalbim buna hemen tepki verdi. Gerçekten bu kadar aciz miydim?
Odasına geri döndük.Kağıt yığını,kırık cam parçaları ve yere savrulmuş giysiler arasında ilerledik. Taşkın sandalyesini yatağının önüne çekti ve oturmamı işaret etti. Ona uydum ve kendisi de yatağına oturduğunda aramızda sadece bir kol boyu mesafe kalmıştı.
Ellerini dizlerine dayadı ve parmaklarını önünde birleştirdi.Derin bir nefes aldı ama konuşmaya çalışmadı.
"Ne konuşmak istiyordun Taşkın?" diye sordum. Sesim sert çıkmıştı.
Parmakları ile oynarken gergin görünüyordu. "Ben..Söylediklerimde ciddi değildim." dedi içtenlikle.
İç geçirdim.Bunu biliyordum.Zaten bu sürekli yaptığı bir şeydi. Düşünmeden hareket eder,konuşur ve sonrasında arkasını toparlamaya çalışırdı. Beni yoran şeylerden biride buydu.
Bana doğru biraz daha eğildi. "Bir şey söylemeyecek misin?" diye sordu.
"Ne söylememi bekliyorsun?" dedim düz bir sesle.
Omuzlarını dikleştirdi ve ellerini ensesinde birleştirdi. Sıkıntıyla oflarken "Bazen çekilmez oluyorsun." diye mırıldandı.
"Gerçekten mi?" diye çemkirdim. "Ben mi çekilmez oluyorum? Ciddi olamazsın!"
Bana doğru bakarken gözleri temkinliydi ama öfkeme yenik düşüp konuşmaya devam ettim. "Tanıştığımız günden beri sana ayak uydurmaya çalışıyorum. Neredeyse bana yaptığın her şeyi görmezden geliyorum ve sen.." Sinirle gözlerimi yumdum.
"Ben bombok herifin tekiyim." diye cümlemi tamamladı.
Kalbimin bir anlığına durduğunu sandım ve dişlerimi dudaklarıma geçirdim. Gözlerime yaşlar dolmaya başlamıştı bile. Onları savuşturmaya çalıştım.
"Hak etmediğim bir şekilde."
Aklıma hastanede söyledikleri düştüğünde bakışlarımı buğulu,yeşil gözlerine çevirdim. "Böyle düşündüğün için mi beni hak etmediğini düşünüyorsun?" diye sordum usulca.
Gözlerini yere çevirdi ve bir kaç saniye yüzüme bakmadı. Başını kaldırdığında bakışları yakıcıydı. "Sen beni görmek istediğin gibi gördün. Ya da buna ben izin verdim bilmiyorum ama senin düşündüğün gibi biri değilim Feza."
Hayır.Hayır.Hayır.
"Ne düşündüğüm konusunda en ufak bir fikrin bile yok." dedim güçsüz bir sesle.
Yüzünde hüzünlü bir gülümseme belirdi ve bu kalbimi sızlattı."Tahmin etmesi zor değil." diye mırıldandı.
Taşkın'ın kendine yaşattıkları bana yaşattıklarından daha kötüydü. Geçmişinden kopamaması, pişmanlıkları, berbat çocukluğu onun peşini bırakmıyordu. O bunu kabullenmişti ve hepsini kendinin bir parçası olarak benimsemişti. Sanki etrafı karanlıkla o kadar doluydu ki içeriye alacak en ufak bir ışığa bile yeri yoktu.
"Buna yapma." dedim.
Ne dediğimi çözmek ister gibi yüzüme baktı. "Ne?"
"Kendine bunu yapma." dedim yumuşak bir sesle. Kaşlarını çattı ve bakışlarını kaçırdı.
"Asıl sen kendine bunu yapma." dedi yüksek bir sesle.
Yerimden hafifçe sıçradım ama bunu fark edebildiğinden şüpheliydim. "Ben bir şey yapmıyorum." dedim.
"Evet yapıyorsun! Ben bombok herifin tekiyim Feza ve bu konuda emin olabilirsin. Ama sen durmuyorsun ve sürekli geri dönüyorsun! İçinde benimle ilgili saçma sapan umutlar besliyorsun." Söyledikleri göğsümdeki boşluğa takılı kaldı ve canımı yaktı. "Ve ben bunu hak etmiyorum." diye tamamladı cümlesini.
Dudaklarım titremeye ve gözyaşlarım gözlerimi yakmaya başladı. Konuşmam gerekiyordu ama sesimi bulamıyordum. Ayağa kalktım ve dizlerimin titrediğini fark ettim.
Buradan gitmeliydim.
Ona bir kez daha arkamı döndüm ve yavaş adımlarla kapıya doğru ilerledim. Yine kalbimi burada,onunla bırakacaktım.
"Siktir!"
Taşkın'ın ağzından çıkan küfürle yanıma gelip beni kolumdan çekmesi bir olmuştu. Yüzlerimizin arasında sadece bir kaç santim vardı ve ben ağlamak üzereydim.
"Gitme." dedi kısık sesle ve nefesimi tuttum. "Ben bencil,düşüncesiz,bombok herifin tekiyim." diye soludu ve dudaklarını benimkilere bastırdı.
Bu şekilde olamazdı. Aramızda yığınla sorun varken ve daha doğru düzgün konuşamıyorken bunu yapamazdık. Her şeyimle onu öpmek istiyordum ama kendimi tutmam gerekiyordu. Göğsünden yavaşça itmeye çalıştım ama dilini dudaklarımdan içeri sokmaya çalıştı. İnledim ve beni belimden tutup daha çok kendine bastırdı. Bacaklarım sanki süngere dönüşmüştü ve ona tutunmasam yere yığılacaktım.
Dudaklarını benden bir an için ayırdığında "Feza.. Ben.." diye fısıldadı.
Nefes nefeseydim. "Sen ne?"
"Ben seni hak edebilir miyim?"
Sersemlemiş bir şekilde ona bakıyordum. Son beş dakika içinde düzinelerce duygu değişimi yaşamıştım ve kafam allak bullaktı. Taşkın? O.. Ciddi miydi?
"Ne?" dedim.
Gözlerinde bir şey vardı. Yenilgi? Kabulleniş? Umut?
"Ne söylediğimi duydun."
Ona boş gözlerle baktığıma emindim. "Ama anlamadım." diye mırıldandım.
"Tüm bencilliğimle karşındayım ve bana hissettirdiklerinle baş edebilmek istiyorum. Daha önce bunu yapamadım çünkü tüm bunlar bana o kadar uzak ve yabancı ki.. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum bile." Bir nefes verdi ve devam etti. "Bende sana en azından bunu borçlu olduğumu düşündüm ve seni kendimden uzaklaştırdım."
Tamamen ona odaklanmış bir şekilde yüzüne bakıyordum. İlk defa bana bu kadar dürüst olduğunu düşündüm.
"Biz..Bunu yapabilir miyiz?" dedim yavaşça.
Ben bunu yapabilir miyim?
Dudakları küçük bir gülümsemeyle kıvrıldı."Sanırım kırıp dökmeden yol alabiliriz."
Son üç gündür ilk kez kendimi rahat nefes alabiliyormuş gibi hissettim. Taşkın kendi dilinde bana bir ilişkiye başlamak istediğini söylüyordu. Ama kafamda cevaplanmamış sorular ve emin olmadığım şeyler vardı. Mantıklı olan tarafım ona hemen bir cevap vermeden önce oturup konuşmayı istiyordu. Ama daha az akıllı olan tarafım ayaklarının ucunda yükseldi ve Taşkın'ın dudaklarına uzandı.
Bana karşılık vermeden önce adımı fısıldadı ve dudaklarımı nazikçe kavradı. Bu bencil,düşüncesiz,bombok ve sarhoş çocuğu onun tahmin edemeyeceği kadar çok seviyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Ficção AdolescenteAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...