Eve geldiğimde ilk işim banyoya girmek oldu. Yüzümü yıkayıp kızarmış gözlerime baktım. Olanları daha fazla düşünmek istemiyordum. Aptal bir kız gibi onun önünde ağlamıştım. Bu ilk ve sondu.
Telefonum çaldı ve bu sefer açtım.
"Feza? Seni merak ettim." Can'ın sesini duyduğumda içimden yine ağlamak geldi. O bu kadar düşünceli ve iyiyken ben onu resmen kovmuştum.
"Evdeyim.Bende seni arayacaktım.Çok özür dilerim Can." dedim.
"Bende çok özür dilerim Feza. Sana haber vermeden erken bir saatte kapına gelip kavga çıkarmamalıydım." Yaşadığımız şeyin bir kavga olduğunu düşünüyordu. Taşkın'ı bana bağırırken görmemişti çünkü.
"İkimizde abarttık. Bence uzatmamalıyız." İyimser olmaya çalışıyordum.Artık Can'a hakettiği gibi davranacaktım.
"Yarın seni görmeye gelebilir miyim?"
"Tabi ki.Bende çok isterim." Biraz daha istekli görünmeye özen göstermiştim.
"Yarın görüşürüz o zaman. Seni seviyorum." Bunu artık hep söyleyecek ve benden karşılık bekleyecekti belli ki. Ama bunu ilk defa söyleyeceksem yüzüne söylemeyi tercih ederdim.
"Görüşürüz." deyip telefonu kapattım.
Bir saat kadar sonra internetin geldiğini fark ettiğimde sevinmiştim. Gerçekten kafa dağıtmaya ihtiyacım vardı ve yatağımda uzanıp film izlemeyi özlemiştim. Romantik filmleri es geçip korku filmlerine bakmaya başladım. Normalde tek başıma korku filmi izlemek adetim değildi. Aslında korku filmi izlemek adetim değildi. Ama hiç bir şey düşünmeden sadece filme odaklanabilmek istiyordum ve korku filmi bunun için iyi bir seçenekti.
Sadece afişine bakarak korkunç olduğunu düşündüğüm bir filmi açtım ve konusunu bile okumadan izlemeye başladım. Daha filmin yarısına bile gelemeden annem gelmişti. Haklıydım. Kan ve vahşet görmek istemediğim şeyleri düşünmemi engelliyordu.
Annemin morali kötü değildi ve buna sevindim. Avukat ile yine aynı şeyleri baştan konuşmuşlardı ama annem kendini toparlamış görünüyordu. Birlikte yemek hazırlarken gülümsüyordu ve bu bana kendimi daha iyi hissettirmişti.Annemi artık ağlarken görmek istemiyordum.
"Can erken mi gitti?" Salondaki masada karşılıklı oturmuş yemeklerimizi yerken annemin sorusuyla yüzüm asıldı.
"Evet." dedim.
"Can ile aranızda bir sorun mu var Feza? Sizin iyi anlaştığınızı sanıyordum." Anneme artık sevgili olduğumuzu söylememekle iyi yaptığımı bir kez daha anlamıştım. Yoksa şu an durumu çok deşecekti ve beni bunaltacaktı.
"Bir sorun yok anne. Hala aramız çok iyi. Hatta yarın yine geliyor." Güven verircesine gülümsedim. Sorunum Can ile değildi.
"Bence seni çok seviyor. Öyle değil mi?" Arkadaşça bir sevgiden bahsetmediği sesindeki imadan yeterince anlaşılıyordu.
"Anne,cidden benim özel hayatımı mı konuşacağız?" diye sızladım.
"Sanırım zamanı geldiğinde kendin bana anlatacaksın." dedi ve konuyu kapattı.
Annemle bir saat kadar daha zaman geçirdim. Ama sonunda imalı sorularından kaçmak için onu yalnız bırakıp odama çıktım. Yarım bıraktığım filme devam etmek istiyordum ama önce bir duş almalıydım. Duş alıp pijamalarımı giyince kendimi daha rahat hissettim. Yatağıma uzanıp pikeyi ayaklarımın altında topladım. Bilgisayarımı yanıma çektim ve filmi başlattım. Dakikalar geçtikçe film çok sıkıcı gelmeye başladı ama kapatmadım. Çığlık sesleri artık ninni gibi gelmeye başlıyordu. Saat geç değildi ama uyku ağır basmıştı. Gözlerimi kapatırken film hala bitmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş Zaman Hakkında #Wattys2022
Roman pour AdolescentsAşk, imkansız olan birçok şeyi mümkün kılar. Feza'nın tüm hayatı değişti. Evi,arkadaşları,planları... Hepsi babasının beklenmedik ölümünün bir sonucuydu. Şimdi tek yapması gereken yeni başladığı okuluna odaklanmak, daha sadık arkadaşlar edinmek ve...